Yamaç geri döndüğünde Salih, Selim ve ben henüz çalışma odasından çıkmıştık. Orada yapacaklarımızdan bahsedip, biraz oradaki çeteden konuşmayı uygun bulmuştuk. Dışarıda kararan havayı gördüğümde hiç şaşırmadım. Etrafımıza yayılmış tabaklarda gün boyu atıştırdığımız börek çöreklerin artıkları vardı.
"Ee biz seni oraya nasıl götüreceğiz?" dedi Salih birden durup.Bunu düşünmemiştik.
"Yani ben bir yol biliyorum. Mümkün olan tek yol bu" Yamacın yanına geldik.Arabanın kapısını kapatıp bize doğru gelmeye başladı.
"Neymiş?" dedi Selim beni süzerek.
"Bildiğiniz üzere ben hava alanına gidemem" kafalarını salladılar. "Ama ben uçak uçurabiliyorum" dediğimde Selim ve Salih anlamaz bakışlarla bana baktılar.
"Evet tabii" Selim beni geçiştirdi.
"Evet, öyle bir yeteneği var"Yamaç yanımıza varmıştı.Elini belime sardı.Gülümseyerek ona baktım. Selim çatık kaşlarla bizi süzdü.
"Yapamadığı bir şey yok ki zaten" dedi hemen arkamızda duran Celasun. Dönüp ona güldüm. "Tamam o zaman biz uçakla gidiyoruz" dedi Salih. Ben de Yamacın yanağını öpüp "Biz de jet ile geleceğiz" dedim. Yamaç dönüp kafamı öptü.
"Ee bu uçağı nereye indireceksin?" diye sordu Salih.
"Onu ben halledeceğim" dediğimde kafasını salladı.
"Ee tamam hadi kalın selametle" deyip el sallayan Salih evine doğru ilerledi.Selim de eve girerken Metin ve Kemal iyi geceler deyip yanımızdan ayrıldı.Celasun, bizi yalnız bırakmak için onların peşinden gitti.
"Demek bir kez daha uçacağız" Yamaç elini belimden çekip karşımda durdu.
"Öyle görünüyor"dedim kollarımı çaprazlarken. Ben kendi evime gidecektim ama onun ne yapacağını kestiremiyordum.Demirin ani sürprizleri ile karşılaşmasını istemiyordum.O yüzden benimle gelip gelmemesi için ona bir şey diyemiyordum.
"Eve gelmeyecek misin?" dedi o sonunda. Kafamı iki yana salladım. "Evime gideyim ben, başıboş kalmasın.Hem Renas falan" beni onayladı.
"Ee,seninle gelmemi istemeyecek misin?" sitemden uzak söylediği bu cümleye güldüm. Evde kalması gerektiğini biliyordum. Halletmesi gereken işleri vardı ve kendimle onu sürüklemem bana da sorun çıkarıyordu.
"Tek başıma evde olmaktan falan korktuğumu falan mı düşünüyorsun?" beni tutup kendine çekti anlını anlıma yasladı.
"Ben,sensiz kalmaktan korkuyorum"burnunu burnuma değdirdi. Kollarımı açıp ona sarıldım."Ben seni hiç bensiz bırakır mıyım?" birbirimize sarılarak durduğumuz huzurlu dakikalar Cumali abinin attığı terliğin Yamaca isabet etmesi ile son buldu.
"Lan Bebe, ayrılın oğlum, yeter" ben kahkaha atarken Yamaç da abisine sitem ediyordu."Abi, Allah aşkına ya!" Cumali abinin yanında duran Damla'da onu içeri sokmak için uğraşıyordu.
"Yeter dedim bir şey demedim" Cumali abi Damlaya açıklama yaparken kahkaha atmamak için kendimi tuttum.
"Hadi git eve, yarın sabah erkenden geleceğim ben" Yamaç kafama öpücük kondurup eve doğru ilerledi.Cumali abi ve Damla da bana el sallayıp içeri girdiler.Ben de Celasun ile arabaya bindim Yamaç bizim kapıdan çıkmamı bekledi sonra içeri girdi ve biz de eve yol aldık.
Evin kapısına geldiğimde biraz tereddüt edip sonra kapıyı açtım.Demirin evimde olma ihtimalini göz ardı edemezdim.Işıkları açtığımda kimse olmadığını görüp rahatladım.Ama benim Demiri görmem gerekiyordu.Ona Kıbrıs'a gideceğimi söylemezsem ortaya düşüp beni aramaya başlayacaktı.Beni izlediğini söylemişti.Acaba kameralar mı vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanficSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...