Silahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...
Yerde yatan adamı bu defa yakasından tutarak kaldırdılar.Ağzı burnu kan içindeydi ama histerik bir kahkaha atıyordu.Gözlerinde deli bir bakış vardı.
"Kimsin lan sen?" barın arka sokağında her zamanki gibi alacaklı oldukları adamları döven bir gruba kafa tutan bitik haldeki adama baktı dördüde.
Ağzında biriken kanı yere tükürmüş kafasını kaldırıp yakasından tutan adama bakış atmıştı.Hala gülümsüyordu. Adam bu defa onu sarstı.
"Ben bile bilmiyorum kim olduğumu" dedi tekrar kahkaha atarak.
"Bırak deli olduğu çok belli hadi gidelim abi işimiz gücümüz var bizim" yanındaki adamın sözüne uyup elini yakasından çekti.Hala gülen adam duvarın dibine yürüyüp yere çöktü.Sabah olmak üzereydi sokak ışıkları henüz sönmüştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Adamlar sokağı terk ederken onun da kahkahaları dinmeye başlamıştı. "Yamaç Koçovalı ben" bir süre durup burnunu çekti.Buruk ve sönük bir kahkaha daha atttı.O bile kendini tanımak istemiyordu.Hiç bir şeyi elinde tutamayan bir adamdı o kendi gözünde, buna izin vermeyen Çukurdan kilometrelerce uzakta soğuk bir duvar kenarında yine aynı acıyı yaşıyordu.Bahar bitmiş,yaz çoktan geçmiş, en soğuk kış bile Yamacın içini üşütememişti.
Ama böylesine bir ekim akşamında,onsuz olduğu düşüncesi bir kez daha onu esir almıştı.Ellerini kendine sarıp kafasını arkaya yasladı.Aklında Azranın anıları dönüyor gülümsemesine sebep oluyordu.Son geceleri aklına geliyor, gözleri yaşlarla doluyordu.Gözlerini ne zaman kapatsa aynı rüyayı baştan görüyordu.
"Abi" Kemalin sesi uzaktan geldiğinde gözleri yarı açık yola bakıyordu. "Yamaç abi" Kemal yanına çöküp onu sarstı. "Ne oldu sana abi?"Metin de uzaktan koşarken Yamaç daha da kendine geliyordu.
"İyiyim ben, yok bir şey Kemal" ayağa kalkma çabası boşa çıkmış tekrar aynı yere çökmüştü.
"Abi hadi gel seni eve bırakalım"Yamaç, Metin ve Kemalin onu uzaktan izlediğini biliyordu.Evini bildiklerini de biliyordu.Çukurdan uzakta yaşıyordu aylarıdır.Kemal ile Metinin uzattığı ellerinden tutarak onu kaldırmalarına izin verdi.
Arabanın arka koltuğunda,geçtikleri sokaklara boş boş bakıyordu. "Metin, beni Azranın eski evine götürsene" dediğinde ön koltuktaki Metin ve Kemal birbirlerine baktı.
"Abi evi boşalttık ya aylar önce" diye açıkladı Kemal.Yamaç iç çekti. "Aliçoya götürün o zaman beni"dedi kafasını cama yaslayarak.
Metin yolu değiştirerek Çukura doğru yol aldı.Güneş şimdi doğuyordu.Güneş yüzüne vurduğunda kendini aynı sabahın anısında buldu.Azranın koşarak evinden çıkıp boynuna sarıldığı sabah güneş onun gözünü kamaştırıyordu ama Yamaç,Azraya bakmak için inatla gözlerini açık tutmuştu.Araba bilindik sokaklara girmişti.Yamaç içini kemiren o hissi göz ardı etmeye çalıştı.Burada ve ya buranın dışında onun boğazına geçirilmiş bir ip var gibiydi.