Çantamı arayıp bulmuş içindeki telefonu almıştım.Telefonu bilgisayara bağladım.Yamacın telefonuna girmemi sağlayacak veri tabanını çalıştırdım. Telefonunun verileri yüklenirken bana gelecek mesajların ona gitmesini engelleyecek yazılımı yazmakla uğraşıyordum.Kodları hızlı hızlı girerken sistem çalışmaya devam ediyordu.
En sonunda tamamlandığını bildiren ses duyulduğunda önümdeki bilgisayarda açılan ekrana baktım.Simsiyah bir arka plan üzerinde uygulamalar vardı. Rehberine tıklayınca numaralar yüklenmeye başladı. Aralarından Begümü bulmam birkaç saniyemi almıştı.Numarasının üzerine tıklayınca mesaj kısmı açıldı ve ben bilgisayara bakakaldım.Şimdi Begümü çekmek için bir şeyler bulmam bir şeyler söylemem gerekiyordu.
"Begümü ikna etmen zor olmaz" Gece masanın karşı tarafında oturmuş kollarını çaprazlamıştı. "Önemli olan o geldikten sonra ne olacağı" gözlerimi bir süre odanın etrafında dolaştırdım.
"Onu alıp kapatacağım basit"diye cevapladım.
"Arayacaklar Azra. Ve eğer Davut onu bulmak isterse işler senin için kötüleşecek" Gece bana işin olumsuz taraflarından bahsederken ben neredeyse sağır olmuştum. Bunları duymuyor, duysam dahi umursamıyordum. Benden sevdiklerimi alanların, beni suçlu gösterenlerin ödemesi gereken ciddi bedeller vardı. Ben adımı aklamaya çalışırken, üst üste hain olmaktan bıkmıştım.
Klavyeye elim uzanırken tereddüt etmedim. Begüme, Yamacın ağzından onunla buluşmak istediğimi ve acil olduğunu söyledim.Begümün cevabı gecikmedi. Kabul etmişti. Yüzümde kendini bilmez bir gülümseme oluşurken kanım deli deli akmaya başlamıştı. Ona buluşmak istediğim yerin adresini verdikten sonra telefonu bilgisayardan çıkardım. Telefonu cebime atmadan önce ezberimde olan Erdemin numarasını çevirdim. Birkaç defa çaldıktan sonra telefon açıldı.
"Erdem bana Çukurdan uzak bir depo lazım" Erdemin 'alo' bile demesine izin vermeden konuştum.Konuşmanın izinin sürülmesi tehlikeli olurdu.
"Aldın mı Begümü?"
"Hayır almaya gidiyorum bir saate almış olurum"
"Tamam bu numaraya konum atacağım"
"Bu numara olmaz benden haber bekle" o daha cevap vermemişti ki telefonu kapattım.
Kartı çıkarıp parçalara ayırırken aklımdan buluşma noktasına gitmek için yollar geçiriyordum.Ben buradan oraya varana kadar hava kararacaktı.Üstelik, trafik şehir içinde yoğun olacaktı. Fırsatımı mahvetme ihtimalini göze alamazdım.
"Helikopteri alacak kadar delirmedin değil mi?" ben garaja ilerlerken Gece de benim yanımdan geliyordu.
"Motoru alacağım" Garajdan içeri girip uzakta örtülü duran motora doğru ilerledim. "Gece, zihnimin alaylı, kötü, merhametsiz ama aynı zamanda vicdanlı tarafısın. Çok saçma değil mi?"motorun üzerindeki örtüyü sıyırırken konuşuyordum Gece de motorun başında duruyordu.
"Bence asıl saçma olan senin vicdanını kişileştirmen, üstelik bunu benim üzerimden yapman.Bana sorarsan acınası bir halde olduğunu söylerdim" ben örtüyü bir kenara atarken o konuşmaya devam ediyordu.
"İnan en uygun sendin.Başka birini seçemedim" motorun durumunun iyi olduğuna karar verip eşyalarımı almak üzere içeri döndüm.Montumu hızla üzerime geçirip, botlarımı giyindim.Yağmur hafilemişti. Çantamı da sırtıma takıp tekrar garaja döndüm. Kaskımı takıp motora atladım ve garaj çıkışına ilerledim. Sensörlü kapı otomatik olarak açılırken ben de evin altından geçip ana yola çıkan arazinin alt geçidinden ilerliyordum.Olası bir kaçış planı için tasarlanan bu yol bana büyük avantaj kazandırmış ve evde olmadığımın anlaşılmasını engellemişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/209429081-288-k181343.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanfictionSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...