"Nihat'ı onlardan önce Rusyadan almam için bana sağlam bir şey vermen gerek" Yamacın Davut'u tuttuğu depoya gelmiş, buluşma noktasına gitmeden hemen önce ondan Nihat ile ilgili öğrenebileceklerimi öğrenmeye çalışıyordum.
"Beni Vedat'a teslim edeceksin değil mi?"
"Sen her türlü ölü bir adamsın Davut. Öyle ya da böyle"
"Beni ipten al ben de sana Nihat'ı getireyim" dediğinde kafamı kaldırıp hemen arkasında duran Yamaca baktım. Yamacın gözlerindeki ifadeyi biliyordum. Onun öylece çıkıp gitmesine izin vermeyecekti.Benim için de üzülüyordu. Ama anlayış bekliyordu.
"Pazarlık yapacak durumda değilsin Davut"ben yerimden kalkmıştım ki tekrar konuştu.
"Bu can pazarında, sen olsan aynını yapardın"
"Kendi canım için pazarlık yapmam
Seninki için de yapmıyorum. Ellerinde sevdiğim insanlar var. Onları geri almak için yapıyorum"Ben kapıya ilerlerken Yamaç da peşimden geldi. Elini birden elime kenetleyince afalladım. Beni durdurdu. Çocuklar Davut'u arabaya götürdüler.
"Seni zor duruma koyduk" elini uzatıp saçımın arasından geçirdi. Kafamı iki yana salladım. "Önceliğimizin Karaca ve Celasun olduğunu sen de biliyorsun. Ben başka bir yol bulurum"
Alnıma bir öpücük bıraktığında hafifçe gülümsedim. "Hadi artık. Gitmemiz lazım" deyip onu çekiştirerek depodan çıktım.
Biz öndeki araba ile giderken Selim ve Akın arkamızdan geliyordu.Davut bizim arabamızdaydı. Erdem buluşma yerine varmış bizi bekliyordu. Salih de mahalle boş kalmasın diye mahallede kalmıştı.
"Bugün ölecek olsanız geride ne bırakmak isterdiniz? Adınızı mı? Ününüzü mü? Korkunuzu mu? Başarınızı mı?" Davut arka koltuktan konuştuğunda kavşaktan dönmüş ilerliyorduk. Ben güneşliği indirdiğimde Yamaç torpide gözüne uzanıp bana yedek gözlüğünü uzattı.
Gözlüğü alıp güneşliği kapattım. "Sen ölünce bunların hiç biri konuşulmayacak" diye yanıtladı Davutu. Davut kafasını aramızdan çıkardı.
"Ben bunların hiç birini umursamıyorum" dediğinde dönüp ona baktım.
"Sen neyi umursuyorsun Davut ? Sen ve senin gibiler neyi umursar?"
"Güç" Yamaç beni yanıtladığında Davuta bakmaya devam ettim.
"Aslında haklısın delikanlı ama bir şey daha var"
"Sen" dediğimde kafasını salladı. Yamaç anlamak için dönüp bana baktı.
"Bencil olmak. Kendilerinden başka birini umursamamak" diye açıkladım.
"Onun bile bir sonu var" dedi Yamaç.
"Ben yenilgiyi kabul ederim. Ama Vedat... Asla etmeyecektir"
"Onun da süresi doluyor" dedim yüzümü dışarı dönerek.
"Seni kim azrail ilan etti"
"Kendini Tanrı ilan eden Vedat. Kim olacak başka" dedim ve konuşmaya son vermek için radyoyu açtım.
Buluşma yerine vardığımızda, Renas arabanın yanına ilerleyip kapımı açtı. Yamaç da Davutu içeriden çıkardı.
"Begüm arabada" diye açıklama yapınca dönüp arabaya baktım. Begüm cama vuruyor ve bağırıyordu.
"Bayağı sorunlu çıktı" dedi Erdem hala o tarafa bakarken. Deri ceketinin altındaki silahı görebiliyordum. Genelde silah taşımadığını biliyordum. O da diken üzerinde hissediyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanficSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...