Bölüm 2

1.4K 82 29
                                    

"Dereden geliyorlarmış"

Çocuk kızı kolundan tutmuş peşi sıra sürüklüyordu. Yine başına bela almıştı kız. Aşağı mahallenin çocukları onu bulmaya geliyorlardı.

"Neden dövdün Hamza'yı sen? Sanki bilmiyorsun Azra, arkadaşlarını alıp geliyor her seferinde"

"Bana el kaldırdı" deyip bileğini çocuğun elinden kurtardı. "Bana el kaldırdı. Ben de dövdüm. Gelsin. Ben buradayım. Sen dön eve"

Gururu kırılmıştı. İkisi de küçük olmalarına rağmen Azranın ne kadar yürekli olduğunu biliyorlardı.

"Yalnız bırakmam biliyorsun" dedi sonunda.Kız gözünün ucu ile çocuğa baktı. Zerre korku görmüyordu yeşil gözlerinde. Çocuğun elini tutup yürümeye başladı. Dereye doğru gidiyorlardı el ele.

Yıllar sonra tekrar düşündü o anı şimdi büyümüş olan Azra. Kız diye ona dokunmayıp Yamacı çok kötü dövmüşlerdi. Azra bir iki tanesini dövse de 10 çocukla baş edememişti. Çocuklar Dereye dönerken o da, Yamacı alıp eve zar zor götürmüştü.

Ne kadar suçlu hissetse de, Yamaç onun suçu olmadığını söyledi durdu. Ama kız içten içe çok iyi biliyordu. Çocuğun başına gelen her bir şey onun yüzünden oluyordu. Başı beladan kurtulmuyordu.

"Bana silah çekmişti"

Elimdeki silahtan çıkan kurşun kadının alnına saplandı. Kan arkasında duran birkaç kişiye sıçrarken gerilediler. Yüzlerinin beyazladığını görebiliyordum. Kadın yere yığılınca etrafıma baktım. Neredeyse yirmi kişi vardı. Hepsi bu ana şahit olmuştu. Yamaç ile göz göze geldim. Bir bana bir kadına dehşet içinde bakıyordu. Kahvede onunla oturan adam kadının yanına geldi. Tepeden kadına sonra da bana baktı.

"Çok konuşuyordu" dedi ve sonra hiç bir şey olmamış gibi arkasını dönüp kahveye gitti. Onun adamları kadını yerden kaldırırken, Cumali Abi yanıma gelip silahı elimden çekip aldı. O da kahveye gitti. Yamaç bana hala dehşet ile bakıyordu. Gözlerini kırpıştırdı. Baba ile Emmi de içeri girdi. Yamaç öyle durmaya devam etti. O bir tarafta, ben bir tarafta öylece birbirimize bakıyorduk. İçeri girmek için hamle yapmıştım ki arkamı dönüp tekrar ona baktım.

"Arkadaşlarını alıp gelecekse ben buradayım, Koçovalı" dedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Arkadaşlarını alıp gelecekse ben buradayım, Koçovalı" dedim. Geçmişi hatırladığını biliyordum. Benim kadar net hatırlıyordu o günü. Sonra berbere girip kapıyı çarptım. Gerçi kapıyı çarpmanın bir anlamı yoktu sonuçta cam yoktu, tuzla buz olmuştu. Muhittin abi ve çocuklar dışarıda kaldılar.

Çalan Cem Karaca şarkısına dalmışken kapı açıldı. İçeri giren adama baktım. Takım elbiseli sakallı esmer bir adamdı. Karşıma geçip berber koltuğuna oturdu.

" Başımda dur diye Yamaç mı gönderdi?" diye sordum. Hepsi gibi onun da elinde bir tesbih vardı. Tesbihini toplayıp cebine koydu.

"O demedi de ben durayım dedim" Yamacın adamı değildi. Çok rahat davranıyordu. Ve çıkaramadığm bir şivesi vardı.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin