Bölüm 61

264 26 8
                                    

8 AY ÖNCE AZRANIN EVİNDE

Yamaç bembeyaz yüzü ile zarfı adeta yırtarak açtı.İçinden dualar ediyor bu zarfın tahmin ettiği şey olmamasını diliyordu.

"Çocukluğum, canım sevgilim..." yutkunup gözlerini kırpıştırdı.

"Senin yanında, kalamıyorum. Yaralarımı iyileştiren Çukurda kalamıyorum.Çünkü ben yara açmaktan başka bir şey bilmiyorum. Senin sevgin her ne kadar benim yaralarımı sardıysa benim sevdiğim insanların ruhlarında bıraktığım yaralar onları kaybetmeme sebep oldu. Seni, ve tüm koçovalıları, Aliçoyu, Edi ve Büdüyü, ben kimseyi incitmek istemiyorum.

Bana çok kızacaksın biliyorum, benden nefret bile edebilirsin ama inan bana, ben artık ne kendimi ne de seni taşıyamıyorum.Beni korkutan, sizden birine sevgimin zarar vermesi.Bu yüzden gidiyorum.Sen ve diğerlerine siz fark etmeden veda ettim.Bunun için beni affedin.Beni affet sevgilim. Ben aralık kapılardan içeri süzülen karanlığa gidiyorum.Kapıları ardımdan kapatmak için.Seni ve ailemi kapıların ardında evlerinde tutabilmek için.Hepinizi hem o karanlıktan hem de kendi karanlığımdan korumak için.

"Ben sana vakitli gelmedim.Ben senden vakitli gitmedim.Ama şimdi vaktim doldu sevgilim.Bana verdiğin güzel anılar için ben sana sonsuza dek minnettar kalacağım.Başka bir vakitte belki sana tekrar dokunacağım, o zamana kadar ben nefes aldığım her vakit seni seveceğim"

GÜNÜMÜZ

Yamaç sabah aynı rüyadan uyandı ama bu defa yataktan çıkmaya kendini ikna edebildi. Merte kahvaltı hazırlamaya karar verdi ama evde kahvaltılık pek bir şey yoktu.O da anahtarlarını alıp markete gitmek üzere çıktı.Daha çok erkendi saat henüz yedi olmuştu.Çukura gitmek için henüz çok erken bir saatti.

Elinde beş altı poşet ile döndüğünde Mert hala onun odasında uyuyordu.Dönerken ona giymesi için yeni kıyafetler de almıştı.Ona bir aile bulmayı kendine görev edinmişti artık.Onu sokaktan kurtarmak istiyor, güzel bir hayatı olsun diye uğraşıyordu.

Kahvaltıyı hazırlarken bir yandan da düşünüyordu aklında bir plan oluşturmaya çalışıyordu.Güçlü bir adam ile karşı karşıya ilk defa gelmiyordu ama bu defa onda da farklı olan şeyler vardı.Bunu ailesi için yapıyordu.Artık kendine ait bir mevzusu yoktu onun kendi adı bile ona yabancı gelirken her şey çok anlamsız kalmıştı.

Masaya yumurtayı koyduğu anda Mertin odadan çıkıp geldiğini gördü.

"Naptın abi sen?" dedi Mert masaya gelerek.

"Sana kahvaltı hazırladım.Kötü mü yaptım?"diye sordu çocuğu süzerek.Çocuk hafifçe gülümsedi.Gelip Yamaca sarılınca Yamaç biraz afalladı.

"Çok sağol abi" dedi Mert onu sıkı sıkı tutarak.Yamaç çocuğun kafasını severek. "Hadi otur"dedi ellerini çekerek.Mert de ayrılıp sandalyeye oturdu.Yamacın uzun zamandır doğru düzgün yediği tek öğün bu olmuştu.

Masadan kalktıklarında Yamaç,Merte aldığı kıyafetlei verip onu banyoya yolladı.Mert banyodan döndüğünde şimdi tertemiz olmuştu.Yamaç onu süzdü. "Hadi gidelim"dedi kapıya ilerlerken.

"Abi biz şimdi nereye gidiyoruz?"diye sordu arkasından yürüyen Mert.

"Ailemin yanına,Çukura, sana bir ev bir aile bulacağız"Mert şaşkınlıkla onu izlerken evden çıktılar.

Kemal kapıdaydı onu bekliyordu. "Abi günaydın" dedi Merti görünce anlamaz bakışlarla onları süzdü sonra arabaya atladılar.

Yamaç, Kemale yolda durumu anlatmıştı.Onunla Merti tanıştırdı.Mahalleye girdiklerinde Yamaç kendini bu defa eskisi kadar kötü hissetmiyordu.Kahvenin önünde duran arabadan indiklerinde onları kapıda duran Salih ve Cumali karşıladı.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin