Bölüm şarkısı:
*Sagopa Kajmer ft Kolera~Bir Dizi İz
'Yaralara bak bu birinin değil birilerinin.
İzi kalır birinin, o geçmeden izi kalır ötekinin.
Hepimizin izi bir dizi.'×××
"Hikâyelerimiz çok benziyor aslında. Belki de bu yüzden böyle hissediyorumdur, bilmiyorum."
Ahu'dan bahsederken sesi heyecanlı çıkıyordu. Selim onun sadece numarasını almakla kalmamış, bir de üzerine birlikte kahve içmişlerdi.
Hayırlısı, diyordum başka da bir şey demiyordum.
Hulusi Amir'in sokağında duruyorduk. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu ve biz fark edilmemek için sileceklerimizi çalıştıramıyorduk. Dolayısıyla yolu gözetlememiz epey zor oluyordu.
Şoför koltuğundaki Didem, hemen yanında oturan ben ve iki koltuğun arasına başını yaslamış olan Selim gece boyunca nöbet tutacaktık. Bu sebeple Selim'in anlattıklarını büyük bir ilgiyle dinliyorduk, başka bir seçeneğimiz yoktu çünkü.
"Bana Ateş'i arkasında bırakıp gittiğini söyledi. Ben de, 'Sevenler öylece gitmez, gittiysen bir sebebin vardır.' dedim. Yüz ifadesini görmeniz lazımdı. Sanki kimse onu sorgulamamış, kimse sebebini öğrenmek istememişti. Sonradan anlattı detaylıca. Kansermiş. Düşünebiliyor musunuz, kız bir başına mücadele etmiş böyle bir hastalıkla."
"O çok güçlü biri. Göründüğünden çok daha güçlü."
Selim başını salladı. "Kendini acındırmamak için söylemedi Serap teyzeye. Oysa eğer söyleseydi kolayca kurtulabilirdi ona yapılan baskıdan. Yine de sustu, üzülen taraf onlar olmasın diye kendi üzülmeyi tercih etti."
"Şimdi durun ve yavaşça bulunduğumuz durumun saçmalığına bakın." dedi Didem. "Bir suikast olabileceği düşüncesiyle nöbet tutuyoruz. Selim, Pelin'e Ateş'in eski sevgilisini anlatıyor."
"Ve Selim de senin eski sevgilin."
"Eski sevgililer toplantısı!" dedi Selim neredeyse bağırarak. "Didem'i aldattığımı ona söyledim." diye devam etti daha durgun bir sesle. "Dürüst olmak istedim, bir ilişkiye başlayacaksak her şeyi en başından bilsin istedim."
Selim, Didem'e çekinir gibi bakmaya başlayınca Didem boş ver dercesine elini salladı. "Geçmiş konuları geçmişte bıraktık Selim. Sen benim canımı emanet ettiğim ekip arkadaşımsın. Bu kadar."
"Özür dilerim." dedi Selim birden. "Senden bunun için hiç özür dilemedim. Ben her şeyi dalgaya vuran bir insanım, bunu da dalgaya vurmaya çalıştım hep. Mesela ilk döndüğümde Savaş'a ne kadar aşık olduğunu gördüm. Seni onun elinden almak istediğim için değil, sadece Savaş'ı sinir etmek için çabaladım. Çok seviyorum koca adamla uğraşmayı..."
Derin bir nefes aldı. "Ve o koca adam, o esmerim biçim biçim, her şeye rağmen kabullendi beni. Bu o kadar farklı bir his ki... Bence siz de onun bana böyle davranmasını beklemiyordunuz."
"Ben araştıracağımız cinayetlerden birinde kurbanın sen olacağını düşünüyordum açıkçası." Sırıttım. "Katili belirtmeme gerek yoktur herhalde."
"Bolca kan, bolca vahşet." O da benim gibi gülüyordu. "Ben de böyle düşünüyordum. Beni acayip şaşırttı ve belki size saçma gelecek ama mutlu da etti."
"Belli ki Ahu da mutlu etmiş seni." dedi Didem imalı bir bakış atarken.
"Ah, kalbimi bir Ramazan davulcusuna çevirdi. Göğüs kafesimde maniler yankılanıyor, duymuyor musunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİP
AksiBir elin beş parmağı... Biri olmasa hepsi eksik, hepsi yarım. Ama eğer bir aradalarsa sırtlanabilirler yükünü tüm dünyanın. Onlar kanlı bir çemberin içinde sürdüyorlar hayatlarını. Etrafta ceset kokusu var, bir de acıyla örülmüş duvarlar... Sıkışıyo...