33. Bölüm : Sorgu

7.2K 637 195
                                    

Boğucu sorgu odasında bu defa ben oturuyordum. Ne kadar zamandır burada olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Hâlâ sorgulamak üzere bir polis göndermemişlerdi, psikolojimi etkilemeye çalıştıklarının farkındaydım.

Karşımdaki siyah cama dikmiştim bakışlarımı. Arkasında birilerinin olduğunu biliyordum. Her tepkimi dikkatle incelemek üzere hazır bekliyorlardı. Onların görmek istediği hiçbir hareketi yapmadım. Başımı öne eğmedim, dalgın dalgın düşünmedim. Başım dik bir şekilde karşımdaki camdan gözlerimi ayırmıyordum. Gelebilecek bütün sorulara hazırlamıştım kendimi.

Dakikalar geçti. Sonunda kapı aralandı ve içeri biri kadın, diğeri erkek olmak üzere iki polis girdi. Kadın karşımdaki sandalyeye otururken adam sırtını duvara yaslayıp bakışlarını üzerime dikti.

Kadın yumuşak bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Çetin Ayaz'ın cesedinin yanında, elinde bir silahla bulundun. Cesetten çıkan kurşunlar incelenmek üzere balistiğe gönderildiler. Şu an bütün oklar seni gösteriyor. En başından itibaren neler olduğunu bize anlatmalısın."

Daha sonra adam sert bir ses tonuyla söze girdi. "Çetin'i nasıl öldürdüğünü açıklamakla başlayabilirsin mesela!"

Boğazımı temizledikten sonra bakışlarımı adama diktim. "Komiserim, saygısızlık etmek istemem fakat lütfen sorgu esnasında benim de bir polis memuru olduğumu unutmayın. Bu iyi polis-kötü polis numaranızın hiçbir işe yaramayacağını belirtmek isterim."

Adam kaşlarını çattıktan sonra duvardan uzaklaşarak masanın yanına geldi. "Kim olduğunu gayet iyi biliyoruz Pelin Arıkan. Hulusi Amir'in yönetimindeki karakola bağlı özel ekibin başındasın."

Adam yüzüne alaycı bir ifade yerleştirerek gözlerini gözlerime dikti. "Ben de adını lekeleyecek, kariyerini mahvedecek bir olaya karıştığını belirtmek isterim."

Masanın altında tuttuğum ellerimi yumruk yaparken sakinleşmek için derin bir nefes aldım. "Adımı lekeleyecek hiçbir şey yapmadım komiserim." dedim beklemediğim kadar sakin bir ses tonuyla.

Bu karşımdaki adamı daha da deli etti. Yumruğunu masaya vurup ateş püskürten gözleriyle bana baktı. "Bir katil olman eminim ki adını lekeleyecektir."

Kadın adamın kolunu tutup ona bakmasını sağladı. "Her şeyi zorlaştırıyorsun Ahmet. Dışarı çık." dedi sakince.

Adam hiçbir şey demeden kapıya yöneldi ve dışarı çıktı. Bunların hepsinin kadına güvenmem için yaptıkları bir oyun olduğunun farkındaydım. Beni fazla hafife alıyorlardı.

"Boynundaki morluklar boğuşma sırasında mı oldu?"

Boynumda morluklar mı vardı? "Hiçbir fikrim yok." dedim. Şaşkınlığım sesime de yansımıştı.

"Çetin'i nereden tanıyordun?" diye sordu kadın ellerini masanın üzerinde birleştirerek.

Beden dilimi okumaya çalıştıklarını biliyordum. Onlardan saklayacak hiçbir şeyim olmadığını belirtmek istercesine ellerimi masanın üzerinde birleştirdim. "Yedi yıl kadar önce bir seri katil olan kardeşini öldürdüm. Bu olaydan sonra bana düşmanlık beslemeye başladı."

Bütün her şeyi anlatabilirdim ama bana soru sormasını bekledim. Çünkü eğer tek seferde anlatırsam doğruluğundan şüphe edecekti. Hepsinin benim uydurduğum bir hikâye olduğunu düşünecekti.

"Yüz yüze görüştünüz mü?"

Başımı salladım. "Bir süre önce Çetin tarafından kaçırıldım."

Kadın kaşlarını kaldırarak öne doğru eğildi. "Bu olayı biliyorum fakat seni kaçıran kişi Tuncerdi. Çetin'in bununla ne ilgisi var?"

"Tuncer, Çetin'in yakın arkadaşıydı. O da işin içindeydi ama her şeyi planlayan kişi Çetindi." dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin