Herkes beni son olaylarla ilgili ifade vermek üzere karakolda sanıyordu.
İfademi vermiştim, burada bir sıkıntı yoktu.
Asıl sıkıntı bir cesedin başında olmamdı.
Sabah telefonuma gelen mesajı gördüğümde Ateş'e bir şey çaktırmamak için ecel terleri dökmüştüm.
Aptal değildim, böyle bir mesajı kendime saklamaya niyetim de yoktu. Ama Ateş'ten saklamak zorundaydım. En azından şimdilik...
Mesajı aldıktan bir saat kadar sonra cinayet haberi gelmişti ve benim gerçekten nerede olduğumu ekipten bilen tek kişi Selim'di. Didem'e söylemiş olsam Savaş bir şekilde anlardı. Hiç kimseye söylemesem bu saçmalık olurdu.
Selim biliyordu ve şu an bütün ekip, Cemre'yle birlikte bizim evdeydi. Hiç kimse farkında değildi ama tehlikede olan insanın başına dört tane polis dikmiştim.
"Geri döndü." dedi Emre, omzuma dokunurken.
Gözlerimi yüzü yakılan cesetten ayırmadım. "Hiç gitmedi ki."
"Pelin, bana mı öyle geliyor yoksa maktûl gerçekten..."
"Ateş'e benziyor." diye tamamladım cümlesini.
Majeste'nin kurban tipi şimdiye kadar hep esmer tenli, siyah saçlı ve 1.90 civarı insanları kapsamıştı.
Bu çöp tenekesinin önünde bulduğumuz ceset kumraldı, göz rengi yeşildi ve boyu 1.80'lerdeydi. Yaşının da otuz olduğu tespit edilmişti.
Bunların hiçbiri tesadüf değildi, tüylerimi ürpertecek cinsten bir tehdit duruyordu karşımda.
"İyi görünmüyorsun." diye fısıldadı Emre, beni olay yerinden uzaklaştırmaya çalışırken. Ona karşı çıktım ve boylu boyunca yatan adama bakmaya devam ettim.
"Boğularak öldürülmüş." dedim. "İp yok, çıplak elle. Sen de öyle düşünüyorsun, değil mi?"
Ağır ağır salladı başını. "Kimliği üzerindeydi. İsmi Bedirhan Polatlı. Diğer kurbanlarla tek ortak noktası şiddet geçmişi olması."
"Öldürmeye devam edecek." dedim. "Ona Cemre'yi götürene kadar durmayacak."
"Bir yolunu bulacağız." dedi. "Çete üyelerinden senin tanıdıkların var zaten. Hepsini didik didik ederiz. Bir şekilde ulaşırız o kadına."
"Ulaşamadık." Sesim sert çıkmıştı. "Üzerinden ne kadar zaman geçti. Bir iz bulabildik mi? Hayır. Bizi kuklalar gibi oynatıyor avucunun içinde. Benimle alay etmekten zevk alıyor."
"Zor olsa da sakin olmak zorundasın."
Eli kolu her yere uzanan Çetin bile tüm araştırmalarına rağmen iz bulamamıştı fakat yine de bana faydası dokunabilirdi. Bunun doğru olmadığını biliyordum. Ben iyi tarafını görmüş olsam da nihayetinde o bir suçluydu. Yine de ondan yardım isteyecektim. Kendimi riske atmak pahasına yapacaktım bunu.
Sevdiklerim apaçık bir şekilde tehdit ediliyorken elim kolum bağlı duracak değildim.
Yumruklarımı sıktım. Majeste'yi asla küçümsemiyordum. Onun çok zeki olduğunun farkındaydım. İtiraf etmekten nefret ediyor olsam da beni bozguna uğratmıştı. Kendisinin de dediği gibi ömrümün sonuna kadar silinmeyecek izler bırakmıştı üzerimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİP
ActionBir elin beş parmağı... Biri olmasa hepsi eksik, hepsi yarım. Ama eğer bir aradalarsa sırtlanabilirler yükünü tüm dünyanın. Onlar kanlı bir çemberin içinde sürdüyorlar hayatlarını. Etrafta ceset kokusu var, bir de acıyla örülmüş duvarlar... Sıkışıyo...