64. Bölüm : Yüzleşme

6.5K 569 1K
                                    

Bölüm şarkısı:

*Sertab Erener~İncelikler

Bu şarkı, şimdiye kadar yazdığım ve bundan sonra yazacağım bütün kadın karakterlerime ithafımdır.

'Artık beni asla yaralayamaz hayat, eğer istemezsem.'

Bu arada, geçmiş kadınlar gününüz kutlu olsun canımın içleri. 💙

×××

"Başlıyoruz."

Ateş'in parmakları klavyenin üzerinde gezinirken nefesimi tuttuğumun farkında dahi değildim. Büyülenmiş gibi ekrana bakıyor, daha sonra onun ellerini izliyordum.

"Olacak mı?" diye sordum heyecanla. Kalbim ağzımda atıyordu.

Gülümsedi. "Oluyor."

Dakikalar sonra Tolga bilgisayarı kapatmıştı. Bu yüzden kameraya sızamamıştık fakat asıl istediğimiz bilgi an itibariyle avucumuzun içinde duruyordu.

Ateş tam anlamıyla açık adrese ulaşamasa da oldukça sınırlı bir bölgedeki konumu tespit etmeyi başarmıştı.

Bir de ele geçirdiği klasörler vardı tabii.

"Ateş, bu klasörleri inceleyen kişi sen olmamalısın." dedim biraz çekinerek. O olmasa bunlara ulaşmamın imkânı yoktu fakat onu bu işten uzak tutmam gerekiyordu. Ben ciğerini biliyor olsam da mevzu bahis kişi onun 'birinci dereceden yakını' olduğu için başı derde girebilirdi. Riske atmamalıydık.

"Haklısın." dedi. "Dosyaları incelenmek üzere karakola göndeririz. Fakat adrese baskına giderseniz geride kalmam. Anlaştık mı?"

Onaylarcasına başımı salladığımda yerimde duramıyordum. Sabahı beklemek benim fikrim olmasına rağmen tam şu an harekete geçesim vardı.

Neyse ki sabretmem gerektiğinin bilincindeydim.

"Başardın." dedim gülümseyerek. İçimden ona sarılmak geliyordu fakat aramızdaki soğukluk buna engel oluyordu. İkimiz de işi yokuşa sürmüştük, şimdi de yolları aşamayacak kadar yorgunduk.

"Henüz hiçbir şey bitmiş değil." Bir an sesi öyle kötü geldi ki bir şeylerin yolunda gitmediğinden şüphe ettim. "Meraklanmanı gerektirecek bir durum yok." dedi aklımı okumuş gibi. "Sadece erkenden heveslenmemeye çalışıyorum. Majeste bu, ne yapacağı belli olmaz."

Gülen yüzüm yavaş yavaş soldu. "Bütün motivasyonumu düşürdün."

"Sabah ola hayrola." dediğinde hasret kaldığım gamzelerinin izleri hafifçe belli etti kendini.

Böyle bir gece sonrası bizi uyku tuttu mu? Tabii ki hayır. Ateş ve ben sabahı zor ettik. Klasörleri incelenmesi üzerine karakola gönderdikten sonraki saatler bana yıllar sürmüş gibi gelse de nihayet gün doğmuştu. Sabahın ilk ışıklarında Ateş bizimkilere bulduklarını anlatıyorken ben de telefona sarılmıştım.

"Yeri bulduk sayılır." dedim hattın öbür ucundaki Çetin'e kısık bir sesle.

"Aynı sebepten dolayı seni aramaya niyetleniyordum ben de."

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin