48. Bölüm : İzler

9.6K 681 786
                                    

Nabzının üzerinde sevdiği kadını yaşatan bir adam...

Saç diplerinde sevdiği adamın parmak izlerini taşıyan bir kadın...

Saç diplerinde sevdiği adamın parmak izlerini taşıyan bir kadın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

48.Bölüm: İzler
*İki insanın birbirine sarıldığı an, kaybolmuş ruhların bedenlere geri dönüş anıydı.*

×××

Ateş'in kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım. İçeride karşılaşacağım manzaradan korktuğum için kapı koluna giden elim titriyordu. Ciğerlerimi tekrar havayla doldurup kapıyı yavaşça araladım.

Tamamen açmadan önce, "Gelebilir miyim?" diye sordum.

Ses çıkmayınca istesem de bu yoldan dönemeyeceğimi fark edip kapıyı sonuna kadar açtım ve duvarın kenarındaki yatağın ucunda oturan Ateş'le göz göze geldik. Dirseklerini dizlerine yaslayıp başını ellerinin arasına almıştı. Parmakları şakaklarında geziniyordu. Başı ağrıyor olmalıydı.

Yüz ifadesini şaşkınlık kaplarken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. "Buradasın." dedi hayretle. Gerçekten burada olduğuma inanmıyor gibiydi.

İçeri girdiğimde kapıyı arkamdan kapattım. Bu sırada Ateş yavaşça ayağa kalktı ve giysi dolabının önüne geçti. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken eline bir kapüşonlu alıp bana doğru uzattı.

"Üzerine kan sıçramış."

Hiçbir şey demeden elindeki siyah kazağı aldım ve ona arkamı döndüm. Üzerimdeki kanlı kazağı sıyırıp yere bıraktım. Sporcu atletimin alt tarafından gözüken yanık izine elim giderken tekrar canım yanmaya başladı. Derin bir nefes alıp gözyaşlarımın akmasını engellemeye çalıştım.

Bu sırada sırtımdaki yaraların üzerinde hissettiğim soğuk parmaklarla irkilip arkamı döndüm.

"Özür dilerim. Sen istemediğin sürece sana dokunan elim kopsun!"

Karnımdaki yarayı gördüğünde yüzü acı çeker gibi buruşurken gözlerini sımsıkı kapattı. Gözlerim kasılan çenesine takıldı ve o tekrar bana baktığında çenesi titremeye başlamıştı.

Kendini daha fazla sıkmadı ve bir damla yaşın gözünden düşmesine izin verdi. Ben ise hiçbir tepki veremiyordum, karşısında paramparça olmuştum.

"Ben daha bileğindekini iyileştirememişken, bunları nasıl iyileştireceğim?" diye sordu kısık bir sesle.

İç çekerken ben de kendimi daha fazla tutamadım, eş zamanlı olarak gözlerimizden yaşlar dökülmeye başladı.

"Ateş, bunlar benim izlerim. Ne kadar çabalasan da silemezsin ki..." dediğimde sesim titriyordu.

"Sana bunları yapan kadının kanındanım ben." Başını öne eğdi. "Şu an ne desem boş ama sana yemin ederim o kadını en son evi terk ettiğinde gördüm. Yıllardır hiçbir iletişimim yoktu. Onu daha sonra hiç görmedim."

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin