72. Bölüm : Kangren

3.5K 321 642
                                    

Bölüm şarkıları:

Batu Akdeniz, Aleyna Talınlı~Yanlış Biriyle Doğru Hikaye

Emre Aydın~Sen Beni Unutamazsın

Emre Aydın~Hoşçakal

Perdenin Ardındakiler~Uzaklara Savrulalım

Duman~Her Şeyi Yak

×××

Cemre'den

"Ben seni öyle çok görmedim Cemre. Ama gördüğüm o anlarda, sana bakarken gözümü kırpmak bile kendime edeceğim bir ihanetmiş gibi hissetmiştim."

Hisler, zamanla alakasız. Kalp, uzun zaman dilimleriyle ilgilenmiyor. Aşk, anları kovalıyor. Defalarca kez görüşmeye gerek yok. İki insanın birbirine bağlanması için yıllar önemsiz. İki yabancı, bazen herkesten daha tanıdık olabiliyorlar birbirine.

Bana bunların hepsini tek bir adam öğretti: Çetin Ayaz.

Karanlıktan korktuğum gece beni sakinleştiren ama insanların hayatlarını karartan biri. Bana sardığı kollarını başkalarının boğazlarını sıkmak için kullanan; kendi adaleti uğruna, onun deyimiyle 'hak ettiğini düşündüğü' kişileri gözünü kırpmadan öldüren bir katil.

Uğruna kalbime binlerce kez küfürler ettiğim ela gözlü yabancı.

Hayır, tanıdık.

Herkes tekneye çıktı, ben arkada kaldım. Herkes tekneden indiğinde de ben arkada kalacaktım.

Beni tekneye çekmeden öncesiydi. İskelede attığım her adımda geri dönmeyi istemem gerekirdi ve hatta benim orada hiç olmamam gerekirdi. Biraz aklım olsa gitmezdim işte. Ayaklarım resmen koşmak istiyordu. Selim yanımda normal bir tempoyla yürüyorken ona biraz daha hızlı olmasını söylememek için kendimi tutmaya çalışıyordum.

Gittik. Orada yoktu. Gözlerim her yerde onu aramaya başladı bu defa. Sonra teknenin ucuna kadar geldi. Durdu. Aşağı baktı. Kız kardeşim dediği kadınla ilgilendi.

Gözlerinde beliren şefkat gerçekti. Benim sadece abilerimin gözlerinde görebildiğim o duygu yüzünün her santimini ele geçirmişti. Yirmi canı olsa yirmisini de Pelin için verirdi, bunu görebilmiştim.

Ona rol olup olmadığını sormuştum, bir oyun oynadığını ve Pelin'den intikam almak için ona yakın davranıp davranmadığını sorgulamıştım. Ben çok fazla dizi izlemiştim ama bu, hiçbir oyuncunun sergileyebileceği bir rol değildi. Her şeyiyle gerçekti. Aralarındaki bağın sağlamlığı karşısında dilim tutuluyordu, anlam veremiyordum.

Biri polisti, diğeri katil. Polis olan, katilin kardeşini öldürmüştü hem de.

Nasıl olabilirdi? Mesleğine aşık o kadın nasıl bu ilişkiyi sürdürebiliyordu? Mafya kılıklı herif ise canını söküp almış o kadından nasıl bahsedebiliyordu kardeşim diye?

Hikayelerine sonradan dahil olmuş biri olarak yaşananların hiçbirini kafam almıyordu.

Diğerleri gitti, ben kaldım. Bana elini uzattı. Gözleri kırmızı elbiseme takılı kaldı ve kısa bir sürenin ardından da benim gözlerimle buluştu. Parmaklarına baktım, görünmüyordu ama orada kan izleri vardı.

Beklentiyle yüzüme odakladığı gözlerindeki çocuğa sarılmaktan korkmazdım, benim kapılarım ona sonuna kadar açık olurdu. Nasıl yağmurdan sırılsıklam olurken babasına olan nefretini dinlemişsem, anlamışsam onu ve hatta kabullenmişsem babasının katili olduğunu; gözlerinin ardına gizlenen o çocuğu da her şeyiyle kabullenirdim. Fakat içinde bir yerlerde biri daha vardı ki ben onunla ölsem baş edemezdim.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin