43. Bölüm : Fantastik İkili

8.1K 706 865
                                    

Yarım saatlik bir yolculuğun ardından araba durdu. Şoför hızla arabadan inip önce Çetin'in kapısını açtı. Daha sonra arabanın arkasından dolanıp benim kapıma ulaştı.

"Ulan odun, niye önce benim kapımı açıyorsun?"

Çetin'in bunu umursaması bana komik gelmişti. Cidden buna kızmış gibi görünüyordu. Bedenimdeki onlarca kesiğin acısını bir saniyeliğine unutup kendimi gülümserken buldum.

"Pardon abi, ben şey edemedim."

"Bundan sonra şey et Oğuz."

"Peki abi."

Onlar konuşurlarken yavaşça arabadan indim. Ne kadar dikkatli olmaya çalışsam da her hareketimde acıyla kasılıyordum. Bunu gizleme ihtiyacım olmadığı için yüzümü buruşturdum.

"İyi misin?"

Şaşkınlıkla Çetin'e baktım. Biz ne ara bu hale gelmiştik? Kardeşini ve en yakın arkadaşını öldürdüğüm adam iyi olup olmadığımı merak ediyordu. "Mükemmelim." dedim gözlerimi devirerek.

Çetin yavaş adımlarla yanıma geldi ve beni oradan çıkarırken yaptığı gibi destek olmak için elini belime koymak istedi. Fakat bu sefer kendimi geri çektim. Aklıma Tolga'nın yaralarıma bakarken karnımda gezen parmakları geldiğinde sıkıca gözlerimi kapattım.

Çetin anlamış olacak ki bir adım geri gitti. "Tamam." dedi sakince. "Onların soyunu kurutacağım!" diye ekledi sinirle.

Gözlerimi açtım ve sonunda etrafa göz gezdirdim. Karşımızda resmen bir villa duruyordu. Bu yapının girişine doğru uzanan yolun kenarlarında, karşılıklı olarak dizilmiş takım elbiseli adamlar bizi bekliyorlardı.

Çetin girişe doğru yönelince dönüp bana baktı. Onu takip etmemi istiyordu. Bundan başka şansım olmadığını bilerek Çetin'in yanına gittim ve birlikte girişe doğru ilerlemeye başladık.

Yanından geçtiğimiz adamlar Çetin'e baş selamı veriyordu. Beni izlediğini fark ettiğim adamlar ise hemen gözlerini kaçırıp başlarını eğiyorlardı. Neydim ben, mafyanın eşi falan mı?

Çetin kapının girişinde durup adamlara döndü. Adamlar aynı anda başlarını kaldırarak ona baktılar, Çetin'den ölesiye korkuyorlardı. "Eğer," dedi Çetin sert bir ses tonuyla. "Bu kadına dokunduğunuzu görürsem size öyle şeyler yaparım ki ölmek için bana yalvarırsınız. Emrim dışında hiçbir şekilde onunla muhatap olmayacaksınız. Anlaşılmayan bir şey var mı?"

Adamlar yine aynı anda başlarını iki yana salladı. Çetin'in suratına bir gülümseme yerleşti. "Güzel. Buranın güvenliğine çok dikkat etmenizi istiyorum. Peşimizde birileri olabilir." dedikten sonra kapıya döndü ve iki kez tıklattı.

Anında açılan kapının ardında tanıdık bir yüz gördüm. "Yiğit?"

O benim aksime hiç de şaşırmamıştı. "Sen sormadan anlatayım, şu senin arkadaşın beni sorguladı. Ama sana masum olduğumu söylemiştim. Sorgudan bir şey çıkmayınca peşimi bırakmadı. Uzun bir araştırma yaptı fakat elinde hiçbir şey olmadığı için beni salmak durumunda kaldı."

Çetin konuşmamızı dikkatle dinliyordu. Dışarıdaki adamlara söylediği kurallar Yiğit için geçerli değildi sanırım. Yiğit'in, Çetin'in önemli adamlarından birine dönüştüğünü işte o zaman anladım.

Kapının girişinde öylece dikilirken Çetin içeri geçmemizi işaret etti. Ardından oldukça geniş salondaki siyah koltuklara oturduk.

"Bu durumdan hoşlanmadığının gayet farkındayım fakat bir süre burada kalman gerek." Canım çok yandığı için söylediklerinin üzerinde kafa yoramadım. "O kadın seni takip ediyor ve şu an en güvenli olabileceğin yer burası." Elektrik yanığının olduğu yer öyle bir sızlıyordu ki dişlerimi sıkmak zorunda kaldım. "Burada esir değilsin, misafirmişsin gibi düşün." Dişlerimi daha çok sıktım ve çenem kasıldı.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin