34. Bölüm : Kalbimi Seninle Süsledim

8.3K 677 554
                                    

"Odanın içi nasıl kokuyor?"

Ateş beni sorgulamaya devam ediyordu. Detaylara odaklanmamı sağlamaya çalışıyordu. Kokuların ve seslerin hafizayı tetikleme özelliği vardı. Ayrıca sorularını şimdiki zamanda sorarak gerçekten de o andaymışım gibi hissettiriyordu.

"Sigara kokuyor. O kadar yoğun bir koku ki neredeyse kusacağım."

"Yerde izmaritler var mı?" diye sordu.

"Yok."

"Bunu hatırlamaya çalışırken adamın ayakkabılarını da gördün. Ne renkler?"

"Siyah bot giyiyor." dedim.

"Şimdi bakışlarını yavaş yavaş adamın yüzüne çıkarıyorsun. Adam sarışın mı?"

Gözlerimi adamın botlarından çekip yüzüne odakladım. "Esmer, saçları çok kısa. Pencereye doğru dönük olduğu için yüzünü göremiyorum. Oldukça iri yarı bir adam. Kol kasları gömleğinden dışarı fırlayacakmış gibi duruyor."

"Gömlek mi giyiyor?"

Başımı 'evet' anlamında salladım. "Oduncu gömleği giyiyor, altında ise lacivert bir pantolon var."

"Adama dair başka hatırladığın bir şey var mı?"

"Boyu çok uzun."

"Tahmini ne kadar?"

Kafamdaki adamın görüntüsünün yanına Ateş'i ekleyip boylarını karşılaştırdım. "Senden daha uzun."

Ateş'in boyu 1.80'in biraz üzerinde olmalıydı. Fakat adamla yan yana gelince o bile kısa görünmüştü. "1.90 civarı."

"Adama bakıyorsun. Kaçırıldığını anladın. Şimdi kaçmak için bir yol düşünüyorsun. Aklından ne geçiyor?"

"Karşımda bir kapı var. Kilitli olduğunu düşünüyorum ama burada öylece oturup bekleyemem. Önce kendimi savunacak bir eşya bulmak için çevreme bakıyorum."

"Silahın yanında değil mi?"

"Hayır. Çantam da yok. İkisini de almışlar."

"Ceketin üzerinde mi?" diye sordu.

"Hayır. Oda çok soğuk, üşüyorum."

Birden masa titremeye başlayınca gözlerimi açtım.

Ateş bakışlarını masaya dikmişti, çenesi kasılmıştı. Masanın üzerinde duran elini yumruk yapmıştı ve dizini salladığı için masa hafifçe titriyordu.

Başımı öne doğru eğip görüş alanına girdim. "Sorguya devam etmek istiyorum." dedim sakince.

Birkaç saniye bana baktıktan sonra onaylarcasına başını salladı. Tekrar gözlerimi kapattım. Boğazını temizleyip sorularına devam etti.

"Kendini savunabilecek bir şey buluyor musun?"

"Hayır." dedim derin bir nefes alarak. "Oda bomboş. Kapıya doğru ilerlemeye başlıyorum."

"Adam hâlâ pencereye mi dönük? Seni fark etmiyor mu?"

"Kapıyı açmayı deniyorum ama açılmıyor. Adam sesi duyduğu için arkasını dönüyor."

Ateş'in yutkunduğunu duydum. "Yüzünü görebiliyor musun?"

"Gözleri koyu kahverengi. Kirli sakalı var."

"Uyandığını görünce ne yapıyor?"

"Bana doğru geliyor. Nefes alarak sakinleşmeye çalışıyorum ama korkuyorum. Hızlı ve sinirli adımlarla yaklaşıyor. O kadar iri bir cüssesi var ki her adımında âdeta yeri titretiyor. Burnundan soluyarak dibime varıyor. Sırtım kapıya yaslanıncaya kadar geri geri gidiyorum. Fiziksel açıdan benden üstün olduğunun farkında. Yüzünde iğrenç bir gülümseme var. Parmaklarını saçlarıma dolayınca başım sola doğru eğiliyor. Adam muhtemelen solak."

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin