20. Bölüm : Gece Kulübü

8.7K 688 537
                                    

Birden üzerime düşen ağırlıkla gözlerimi açtım. Ateş burunlarımız birbirine değecek kadar dibimde duruyordu. Kolları başımın iki yanında, yeşil gözleri tam karşımdaydı. Üzerime düşmüştü!

Ve tam bu sırada açılan kapının sesiyle beraber "Selaaam, biz geldiiik!" diye bir ses duyuldu.

"Oha!"

Ateş hızla üzerimde kalktığında ben de ayağa kalktım. Didem elleriyle gözlerini kapatmış, Savaş ise imalı bir gülüşle Ateş'e bakıyordu.

"Oğlum, söyleseydin daha geç gelirdik lan." dediğinde kaşlarımı çattım. Saçma sapan şeyler düşünüyorlardı.

"Düşündüğünüz gibi değil." diye açıklama yapmaya çalışan Ateş'in sözünü Didem kesti.

"Pelin, yıllardır mürvetini bekliyordum ama böyle göreceğimi hiç düşünmemiştim."

"Didem salak salak konuşma, yanlış anladınız."

"Olsun olsun, Ateş iyi çocuk. Ben onayladım." dedi Didem.

Ateş "Eyvallah." dediğinde sinirle ona döndüm. Bakışlarımı fark etmiş olacak ki konuşmaya devam etti.

"Yani Eyvallah derken iyi çocuk dedin ya ona dedim. Pelin'in ateşini kontrol ediyordum ki birden dizime tekme attı sonra ben de üzerine düştüm. Sahi sen niye tekme atıyorsun bana ya?" diye sitem ederek bana döndü Ateş.

"Hıhı, anladık biz. Ateş bacayı sarmış."

Didem yine imalı imalı konuşurken Savaş da ona eşlik ediyordu. "Bundan sonra çifter çifter gezeriz artık."

Ateş açıklama yapmaya çalışsa da asla dinlemiyorlardı. En sonunda bağırarak bu boş muhabbeti böldüm. "Çetin kapıya uyuşturucu bıraktı!" Sesleri aniden kesildi ve endişeyle yüzüme baktılar.

Kalırsınız öyle işte.

"Ne, ne demek Çetin uyuşturucu bıraktı? Çetin buraya mı geldi!?" diye çığırdı Didem.

"Bilmiyorum. Kapıda içinde uyuşturucu olan bir kutu buldum. Kriz geçirdim, siz uzaktasınızdır diye Ateş'i aradım. O da sağ olsun geldi. Saçma sapan muhabbetlere gerek yok yani. Tüm olay bu."

"Sen iyi misin Pelin?" diye ilgiyle sordu Savaş.

"İyiyim, ateşim çıkmıştı ama şu an bir şeyim yok."

Ateş "Ateş derken vücut sıcaklığı olan ateş." dediğinde aynı anda birbirimize dönüp gülmeye başladık. Didem ve Savaş neye güldüğümüzü anlamadıklarından dolayı boş boş bakıyorlardı.

Bir süre sonra hepimiz koltuklara oturmuştuk. Az önceki eğlencemiz yerini ciddiyete bırakmıştı. Benim hakkımda konuşuluyor olması daha çok canımı sıkıyordu.

"Psikolog ile görüşmelisin Pelin." dedi Didem.

"Tamam."

Üçü de gözlerini kocaman açıp bana döndüler. Beklemedikleri bir cevap vermiştim. Hâlâ gitmek istemiyordum ama ihtiyacım olduğu gerçeğini inkar edemezdim.

Ateş "O zaman ben Yusuf'u arayayım, bildiği iyi bir psikolog vardır belki." dediğinde başımı onaylarcasına salladım.

●●●

Günler sonra evden çıkmıştım. Siyah pantolonum, gri kazağım ve deri ceketimle yasta gibi görünsem de gayet mutluydum. Motoruma binip rüzgarı hissetmek iyi gelmişti. Yirmi dakikalık bir mesafenin ardından psikolog kliniğine varmıştım. Sekreter kıza selam verdikten sonra Anıl Bulut yazan odanın önünde durdum ve kapıyı çaldım.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin