22. Bölüm : Test

8.5K 666 587
                                    

"Peliiiin!"

Gözlerimi yavaşça aralayıp etrafa baktım. Savaş ve Ateş yatağımın kenarında sırtlarını duvara yaslamış uyuyorlardı.

"Peliiiiin!" diye bağırdı bir kez daha Didem.

Savaş ve Ateş aynı anda ayaklanıp birbirlerine baktılar.

"Tövbe, Allah'ım sen koru." dedi Savaş korkuyla.

"Bu nasıl bir sestir Didem?" diye sordu Ateş uyku sersemliğiyle.

Felekleri şaşmıştı sabah sabah.

Kahkahalarla gülerek kapıdan içeri girdi Didem. "Pelin başka türlü uyanmıyor ne yapayım?" diyerek kendini savunmaya çalıştı.

"Sen her sabah böyle bağırıyor musun? Pelin'e gerçekten acıyorum." diye mırıldandı Savaş.

"O değil de siz neden buradasınız?" dedim hâlâ yerde oturan Ateş ve Savaş'ı işaret ederek.

"Ay canım, tabi sen dün yaşananları hatırlamıyorsun. Ben hemen özet geçe..."

Didem cümlesini bitiremeden sözünü kestim. "Hatırlıyorum." dediğimde Ateş gözlerini kocaman açtı. "Ne kadarını hatırlıyorsun?"

"Hepsini hatırlıyorum." dediğim gibi Ateş anında ayaklanıp bana bakmadan konuşmaya başladı. "Oldu o zaman ben şey yapayım, su içeyim. Evet evet su içeyim." diyerek hızlıca çıktı odadan. Arkasından gülerek bakakaldım.

"Ne oldu lan şimdi buna?" diye sordu Savaş merakla.

Sorusunu cevapsız bırakıp mutfağa indim. Ateş elindeki su bardağını tezgaha bırakıp bana döndü.

"Tamam çok kızdın ama canıma okuma faslına geçmeden önce beni bi' dinlesen..."

"Kızmadım." dedim haline gülerken.

"Sen sarhoştun ya ondan ben sana bir şey olmasın diye... Yani başına bir şey gelmesin diye..." Sonra birden aydınlanmış gibi durdu ve hayretle tekrar konuştu. "Ne demek kızmadın?"

"Kızmadım işte. Hatta teşekkür ederim."

Endişeyle birkaç adım yaklaştı bana. "Alkolün etkisi geçmedi sanırım, kendini iyi hissettiğine emin misin?"

Şu an fazlasıyla eğleniyordum. Onu böyle görmek hoşuma gitmişti.

"Gayet iyiyim. Ateş, o sokaktan geçerken bana sarılmana kızmadım çünkü adamların niyeti bozuktu ve ben o an onlarla uğraşacak durumda değildim. Merdivenlerde beni kucaklamana da kızmadım çünkü sen olmasan aşağı yuvarlanacaktım. Gerçi merdivenlerden sonra indirebilirdin ama neyse orayı karıştırmayalım şimdi. Dün gece sadece emanet meselesine kızmıştım ama onda da kendini affettirdin zaten." dediğimde dudağının kenarı kıvrıldı. Hafifçe tebessüm etmesi bile gamzesini ortaya çıkarmıştı.

"Gönlünü almak için söylemedim o sözleri. Sadece bir yanlış anlaşılma olmuştu ve doğrusunu bilmeni istedim."

Söylediklerine gülümseyip başımı kapıya çevirmemle bizi gözetleyen Didem ve Savaş'ı görmem bir oldu.

"Kim kimi kucaklamış, hangi sözleri gönül almak için söylemediniz? Ben hiçbir şey anlamadım." diye yüzsüzce beni soru yağmuruna tutan Didem'e pis pis baktım.

"Sizi de yalnız bırakmaya gelmiyor, hemen bir olaylar oluyor." dedi Savaş Ateş'e imalı bakışlar atarken.

"Oğlum sen çok değiştin ha, giderek Didem'e benziyorsun." dedi Ateş gülerek.

Didem ve Savaş birbirine bakıp gülümsediler. Tam bu sırada telefonum çaldı. Sinan Komiser'in aradığını görünce gülmeyi kesip hemen açtım.

EKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin