Sevgi

230 27 209
                                    



_Önceki Bölümden Kesit_

Onu büyüyle içeriye taşıdığımda, odasındaki yatağa yatırdım. Daha fazla kendine zarar vermemesi için bileklerini zincirlerken, lanetin etkisini yavaş yavaş kaybettiğini hissediyordum. Uyanınca beni neyin beklediğini bilememenin ağırlığıyla odadaki koltuğa ilerlediğimde resmen çöktüm. Arkama yaslandığım anda, ilgilenmediğim yaraların acısıyla inlerken, derin bir soluk verdim. Şu an onları iyileştirecek durumda bile değildim.

 Şu an onları iyileştirecek durumda bile değildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Magnus

Duyduğum çığlık sesiyle gözlerimi aralarken, hangi ara uyuduğumdan bile emin değildim. Ama daha ilk anda hissettiğim acıyla, uyumamın bile mucize olduğunu düşündüm. Odağımı kaybetmiş gibi bir anlığına dalsam da, yeni bir çığlık sesiyle Alec'e odaklandım. O ise beklentimin aksine sessizce uykusuna devam ediyordu.

Çığlık sesinin tekrardan yükselmesiyle Liliana'ı tamamen unuttuğumu fark ederek, ayağa kalktım. Bunun bedenimdeki etkisi saf acı olurken, alt dudağıma dişlerimi geçirdim. Sırtımdaki yaralar neredeyse hiç iyileşmeyi denememiş gibiydi. İşin kötüsü şu an kendimi iyileştirecek yeterli gücü bile bulamıyor olmamdı. Acıya bir şekilde katlanmak zorundaydım. 

Resmen attığım ölü adımlarla odadan çıkarken, olması gerekenden oldukça uzun sürede, eskiden Isabelle'in olduğunu hatırladığım odaya girdim. Çok geçmeden de peri kızını gördüm.

Liliana aralıklı olarak acı içinde çığlık atmaya devam ediyor olsa da, uyanık görünmüyordu. Yatağa yaklaşarak kana bulanmış saçlarını yüzünden çektiğimde, hafifçe yanağına dokundum. Kendimi bile iyileştirecek gücü bulamazken, peri kızına yardım etmem kesinlikle imkansızdı. Onun için yapabileceğim tek iyilik muhtemel kabusundan, kızı çıkartmak olacaktı. Bu yüzdende yanağına bir süre hafifçe vurarak uyanmasını sağlamaya çalıştım. Kısa sürede de, korku içindeki mavi gözlerle karşı karşıya kaldım. 

"Sen... Ben..."

Liliana olduğu yerde çırpınırken, sinir krizi geçiriyor gibi görünüyor ve sesi çıktığı kadar bağırıyordu. 

"Neredeyim... O adam... Ah... Sırtım... Sırtım... Acıyor..."

"Daha doğrusu kanatların..."

Peri kızının kelimelerimle aniden nefesi kesilirken kızaran gözlerinden, çoktan yaşlar akmaya başlamıştı. Benimle aynı acıyı hatta belkide daha kötüsünü hissettiğini bildiğimden ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Alec'in kullandığı bu lanet fazla güçlüydü.

"Bunu bana neden yaptı?"

"Ona saldırdığın için..."

Cümlemi devam ettiremeden duyduğum cümle, şoka girmeme sebep oldu. 

Obscuration [Malec]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin