Akıllanmayacaksın

524 44 240
                                    


Sonunda bölüm


_Önceki Bölümden Kesit_

Bu kez öpüşmemiz son derece masum olurken, Magnus'u kollarımın arasına çektim. Dudaklarının tadına doymaya çalışmaktan ziyade tamamen verdiği hisse odaklandım. Kalbime sığmakta zorlanan sevgisi, aşkı, tüm kötü duyguların üzerini örtmeyi başarıyordu. Birbirimizden uzaklaştığımızda, sadece bakışlarımızla sözsüz yeminler ettik. William'ın adını, hatta düşüncesinin bile yer almadığı kalan saatlerimizi sadece birbirimize odaklanarak tükettik.



Magnus

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Magnus

Ruhumun kasvetle kaplanmasını sağlayan sıkıntıyla, yavaşça gözlerimi araladım. Uykunun etkisi yavaş yavaş üzerimden kalkarken, yatakta yan döndüm. Alec'in güzel yüzüne bakıp aydınlık odada gülümsemem gerekirken, yaptığım şey başımı çevirip asık suratla tavanı izlemek oldu. 

Çünkü biliyordum. Alec artık burada yoktu. 

Onu tekrar, ne zaman göreceğimden de bir haberdim.

Olanları, olacakları, dahası başıma gelecekleri düşünürken içime dolan sıkıntım bir kaç kat daha arttı. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Gerçi çoktan geri dönülemez bir şey yapmıştım. William'ın anlaşma teklifini kabul etmiştim. Daha beteri olamaz demek istesem de, maalesef vardı.  Alec'e yalan söylemiştim. Tüm sorularına verdiğim cevaplar gerçekle destelenen yalanlardı. Kendimi bu konuda, suçlu hissediyordum. Diğer yandan tam olarak, pişman da sayılmazdım. Sonuçta tüm bunları Alec'in iyiliği için yapıyordum. 

William'ın söylediklerini hatırladıkça karamsarlık ruhumu talan ederken, düşüncelerim daha sade bir hal aldı. Alec'in kaybedecekleri, benimkilerden çok daha fazlaydı. Ben bu uğurda sadece sevdiğim adamı kaybedebilirdim. Ama o, ailesini kaybetmeye dayanamazdı. Annesinin acısını bile yaşama şansı olmadan, Jace ve Isabelle'in ölümüne şahit olmasını istemiyordum. Alec'in kabuslarına bile katlanamadığı durumları yaşamasına ne olursa olsun izin vermeyecektim. 

"Ne düşünüyorsun, Magnus?"

Kulağıma dolan sese kulak verirken, açığa çıkan öfkemle alt dudağımı ısırdım. Onun William olduğunu biliyor olmamdan mı, yoksa artık rol yapmamasından kaynaklı olduğunu bilmesem de, sesinden bile Alec olmadığını net bir şekilde anlamıştım. Cevap vermek istemediğim için sessiz kalırken, kolumdaki tüy hafifliğindeki dokunuşlarla başımı ona çevirdim.

"Sence ne düşünüyor olabilirim?" dediğimde kolumu ondan uzaklaştırdım. Bu hareketim anlaşmamıza aykırı olsa da, şu an onunla yakınlaşmak kesinlikle istemiyordum. Yine de sonumun kaçınılmaz olduğunu biliyordum. 

Obscuration [Malec]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin