Önceki bölüme ithafen savaş başlasın bakalım.
_Önceki Bölümden Kesit_
"Alec..." diyerek yeniden ona uzanmaya çalıştığımda, kolunu çekerek yine benden uzaklaştı. Ardından da odayı terk ederken, kendimde peşinden gidecek gücü bulamadım. Katı olacağını biliyordum ama en azından dinleyeceğini ummuştum. Neler yaptığımı, neleri seçtiğimi, düştüğüm bu yeri... Bunları düşünürken asıl darbeyi, sevgisinin azaldığını fark ettiğimde aldım. Alec, benden daha da önemlisi bizden vazgeçiyordu.
Alec
Kapıyı ardımdan sertçe kapatırken, sinirden tüm bedenim titriyordu. İçten içe ise üzüntü duygusunu hissediyordum. Bu ben değildim. Kaynağının ben olmadığını bilirken de umursamamaya çalıştım. Aslında, umursamıyordum. Sabah olanlardan sonra Magnus'u ne görmek ne de düşünmek istiyordum.
"Bundan emin misin?"
William'ın sesi zihnimde yankılanırken, ellerim öfkeyle yumruk halini aldı. O, benim aksime, Magnus ile her anıma ben istesem de, istemesem de tanıklık ediyordu. Ben ise kapana kısıldığım sahte cennette, uzun süredir olanlardan habersiz bir şekilde yaşıyordum. Peki gerçeklere tanıklık etmek istiyor muydum?
Tahmin ettiğim ve hissettiğim duygulardan sonra, görmek isteyeceğimi hiç ama hiç sanmıyordum.
"Alec, beni görmezden gelmeye bir son ver..."
Gözlerimi bir anlığına kapatıp derin nefesler aldığımda, William'ı görmezden gelme işini sürdürdüm. Isabelle'in kullanmam için gösterdiği odaya yavaş adımlarla girerken, kapıyı ardımdan kapattım. Kilidin üzerindeki anahtar gözüme takıldığında rahatsız edilmek istemedim için kilitledim. Yine de evdekiler göz önüne alındığında, tek başına bununda yeterli olmayacağı bildiğimden kapıyı ölüm getiren büyüsüyle mühürledim. Bir an için sessizlikte huzur bulmak istesem de William'ın sesiyle huzurdan hiç olmadığım kadar uzak kaldım.
"Konuş benimle, Alec..."
"Kapat çeneni!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obscuration [Malec]
Fantasyİstemediği bir göreve maruz kalan ateş perisi Magnus. Kabuslarından kurtulamayan bir insan, Alec. İkisininde habersiz olduğu bağın, onları bir araya getirmesiyle ortaya çıkan kaos...