Onun Cenneti

495 44 495
                                    


_Önceki Bölümden Kesit_

William'a cevap olarak başımı aşağı yukarı sallarken derin bir nefes aldım. O ise üzerimden kalkarak odadaki koltuğa oturdu. Bedenim, güçlerimle yeniden bir bütün olurken onu hareketlerini izledim.

Saniyeler içinde de, bedenimden bir acı dalgasıyla, korkunun geçtiğine şahit oldum. Alec'in titreyen bedeniyle dişlerimi sıkarken kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Magnus

Aldığım derin nefesle koltukta oturan Alec'e yaklaşırken ellerimi yumruk haline getirdim. Bedenimi kaplayan duyguların her biri öylesine acı veriyordu ki, kendimi bıraktığım anda ağlamak yapacağım ilk şey olacak gibi geliyordu. 

William, Alec'i hapsettiği zihninde, gösterdiği kabuslarla işkence ettiğini söylemişti. Ama ben bu işkencenin ne kadar süre gerçekleştiğinden bile emin değildim. Zaman ve mekan kavramının olmadığı kabuslar da, Alec, aylarca hatta yıllarca işkence görmüş bile olabilirdi. Bundan bir haber olmaksa, kendimi berbat hissetmeme sebep oluyordu. 

Elimi yavaşça havaya kaldırdığımda, Alec'in omuzuna dokundum. O ise titreyen bedeni ve kıpkırmızı gözleriyle yavaşça başını çevirdi. Beni gördüğü anda ise korkuyla yerinden sıçradı. Sonrasında da, yaratık görmüş bir ifadeyle, benden uzaklaşarak odanın bir köşesine çöktü. Bunu neden yaptığını bile anlamamıştım. Zihni hala gerçekliği kabul etmemiş olabilir miydi?

Alec'in korkmuş küçük bir çocuktan farksız görüntüsü içimi parçalarken, sakin kalmaya çalışmam gerçekten çok zordu. Kafamın içinde William'a yüzlerce kez küfür ediyor olsam da, Alec'e odaklı kalmaya çalışıyordum. En azından deniyordum. Onun hissettiği sayısız olumsuz duyguya, öfkemin eklenmesi durumu daha da kötüleştirmekten öteye gitmezdi.

Yavaş hareketlerle Alec'in önünde diz çöktüğümde, saçlarına dokundum. Gece karası saçlarının verdiği hislere odaklanarak, sevgimi hissetmesini istiyordum. Ona şu an ilaç olacak tek şeyin sevgim olacağını düşünüyordum.

"Alec, bana bak." 

Bir kaç kez aynı cümleyi tekrar etmem gerekse de, Alec ısrarla başını dayadığı dizlerinden ayırmıyordu. Sürekli olarak kendince bir şeyler mırıldanıyor, anlamsız sesler çıkarıyordu. Boğuk çıkan sesi yüzünden kelimeleri anlamam zordu. Çok geçmeden de dayanamayarak onun omuzlarını kavradım. Yavaşça ittiğimde, güzel yüzü gün yüzüne çıkarken, kelimeler de anlam kazanmıştı. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Obscuration [Malec]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin