Birinci bölüm: Gözyaşı (part 2)

30 4 0
                                    

- Güzelim
- Efendim
- Senin yatman gerekiyor
- Hayır ben burada daha iyiyim.
- Ama yatman gerekiyor birtanem.
- Yatmak istemiyorum. Burası çok iyi.
- Başka zaman olsa ömrümün sonuna kadar bırakmam seni iyi biliyorsun. Ama şuan yatman ve dinlenmen gerekiyor. Biraz dinlen sonra gene sarılırız olur mu?
- Ne zamandır baygınım ben ?
- Yaklaşık iki gündür.
- Tamam işte bak iki gündür yatıyorum zaten. Ben sana sarılmak istiyorum.
- Allah'ım doğru hareket yanlış zaman..
- Başka zaman bulamazsın bak!
- Sen iyisin iyi. Tamam madem Hafsa hanımın sevgi saatine denk geldik ,e ne yapalım kaçırmayalım madem. Bir daha bulamazmışım kaçırmayayım dimi.
- Bencede..
- O zaman şöyle yapıyoruuz. Kay azıcık bende yanına gelicem. Hem senin dediğin hem benim dediğim. Sarılarak uzanabilirsin. Tamam mıdır küçük hanım?
- Tamamdır kocacığım..
Bana doğru kollarını açan kocama sarıldım. Daha önce hiç bu kadar taviz vermemiştim ona. Ama bu sefer çok farklıydı. O öldü sanmıştım. Bitti, hayatım bitti sanmıştım. O yokken yaşamak ölümden daha zordu çünkü. Yokluğuyla yaşamak, anılarıyla yetinmeye çalışmak çok zordu. O mektup geldiğinde ve üzerine duyduğum haberin sesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Bir anda beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Onun yokluğunu düşünmek bünyeme ağır geldiği için de bayılmıştım demekki. Baygın olduğum süre zarfında beynimde kurduğum senaryoları bir bir görüyordum rüyamda. Kabusun ta kendisi olan rüyaların içinde tanıdık bir his geldi benliğime. Tanıdık bir ses , tanıdık bir koku geldi. Uyanmaya çalıştım ama başarısız oldum. Tekrar denedim, tekrar denedim . Gözlerimi açtığımda elimin üzerine kafasını koymuş bir adam gördüm. O muydu acaba? Yoksa hâlâ rüyada mıydım ? Sina diye seslendim. Kafasını kaldırdı. Evet ,oydu. Ağlıyordu. Gerçek olup olmadığından emin değildim hâlâ. Cevap verdi bana. Beynimin kurguladığı bir oyun muydu bu ? Elimi yüzüne doğru yaklaştırdım. Ne kadar dokunmayı istiyorsam bir o kadar istemiyordum. Korkuyordum hayal çıkmasından,yok olup gitmesinden korkuyordum. Ama genede denemeliydim. Gerçek olup olmadığına emin olmalıydım. Titrek ellerimi yüzüne doğru ilerlettim. Ellerim yüzünü bulduğunda bir umut yeşermişdi içimde. Olabilir miydi? O olabilir miydi karşımdaki? Emin olmak için biraz daha yanaştırdım elimi. Sol yanağını tutuyordu elim. Suratında ki elimi alıp öptü avcumun içini. Evet, gerçekti. O gerçekti. Emin olmadığımı anladığı için yapmıştı bunu. İşe yaramıştı emindim artık. Sinam ölmemişti  dipdiri duruyordu karşımda. Ağlayan gözlerine baktım. Bende ağlamaya başlamıştım. Beraber ağlarken sardı kollarıyla beni. Yokluğunda üşüyen vücudum sıcaklığıyla ısındı yeniden. Kokusunu çektim içime. Gerçekti ,evet gerçekten gerçekti. Gelmiş ve benide kendime getirmişti.

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin