Yedinci bölüm: Süt dökmüş kedi (part 3)

4 1 0
                                    

Elimde tepsiyle balkona gidip oturdum. Kahveleri ve yanındaki atıştırmalıkları masanın üzerine koyup bağdaş kurdum. Pozisyon aldığımıza göre artık mağlum konuya girebilirdik.
- Ee ne yapıyor seninki?
- Sina mı?
- He ya. Başka kim olacak.
- Askerde şuan. Bir buçuk ay kaldı Allah'ın izniyle.
- Kim derdi ki Hafsa hanım dayısından önce evlenecek.
- Off dayı ya..
Benim etrafımda gıcık olmayan tek bir erkek barınıyor mu yemin ederim merak ediyorum. Zaten o ilk karşılaştıkları olayı hatırladıkça utanıyordum. Yetmezmiş gibi dayım da utandırıyordu beni.
- Sen bırak şimdi Sina yı. Asıl meseleye gelelim.
- Asıl meseleye gelelim tabi dayısı da nasıl geleceğiz bilmiyorum.
- Niye öyle dedin ?
- Ya ne bileyim. Kabul eder mi sence ? Ya etmezse !
- Sormadan bilemeyiz dayı. Ben direkt dayım olduğunu demiyeceğim. Hatta olayıda demiyeceğim. Önce ağzını arayacağım evlilik hakkında ne düşünüyor isteyeni varmı falan diye. Sonra açarım konuyu. Görüşmeyi kabul ederse gerisi sana bağlı.
- Dayısı bak sen dayın olduğumu hiç söyleme. Olayı anlatırsın ama dayın olduğumu söylemezsin. Dayınım diye kendini görüşmeye mecbur hissetsin istemiyorum. Gerçekten isteyerek kabul etsin istiyorum. Eğer görüşürsek inşallah olumlu olursa o zaman söyleriz. Olumsuz olursa hiç bahsetmeyiz. Kendini mahcup hissetmemiş olur sana karşı.
- Ya vallaha dayı bende aynı şeyi düşünüyordum da sen yanlış anlarsın diye söylemedim. Bencede en iyisi bu. Onun içinde senin içinde.
- Sen ne diyeceksin tam olarak?
- Şimdi,olayı biliyorum dimi. Halasının orda gördün aşık oldun.
- Hala falan deme ya anlar o zaman. Sen halamın ordaki adamı nereden tanıyorsun derse ne diyeceksin?
- Doğru. Nişanda görmüş diyim mi ?
- O zaman da yalan olur. En başta, biri var ciddi düşünüyor bende sizi yakıştırdım falan de.
- Olmazsa
- Olmazsa seni görmüş görüşmek istiyor dersin.
- Tamam o zaman. Hakkında ne diyim?
- Biliyorsun işte kızım. Ne uğraştırıyorsun beni. Bildiğini söyle. Zaten sitres oldum.
- Dayı?
- He ?
- Sen Rukiye ye ne ara bu kadar aşık oldun ?
- Hoşlantı diyelim.
- Geldiğinden beri konuşalım diye zaman gözlüyorsun. Aşıksın sen.
- İyi ya . Yalan söylemeye gerek yok. Oldu işte bir zaman bende bilmiyorum.
- Nişan günü Rukiye için birbirinize girecektiniz az daha Sinayla. O an anladım aşkını da zaten. Kızın onun için kavga ettiğinden haberi olsa hemen kabul eder.
- Sakın ha Hafsa! Öyle bir şey söyliyim deme !
- Şaka yapıyorum dayı bee.
- Şey Hafsa..
- Rukiye yi soruyorsun dimi ?
- Hı hı..
- Ay Allah'ım süt dökmüş kediye döndü çocuk resmen. Rukiye ne yaptın aslan gibi dayıma böyle.
- Dalga geçme. Sen alışkınsın tabi.
- Dayı ya..
- Ya öyle oluyor işte.
- Tamam haklısın. Rukiye hakkında ne bilmek istiyorsun.
- Onun hakkında olsun da ne olduğu önemli değil.
- Dayı kendini fazla kaptırma bak. Kızın haberi bile yok.
- Haklısın da kaptırdım zaten. Ya olacak yada olmayacak.
- Tamam hayırlısı olsun da..neyse. Ne öğrenmek istediğini bilsem ona göre anlatacağım bende. Yaşı 21 biliyorsun . Benim gibi bir kız zaten. Huy olarak da az çok benziyoruz. Normalde çok sakin bir yapısı var ama Sina ile bir araya gelince o sakinlik gidiyor. Oda Sina etkisi bence. Gıcık ediyor kızı.
- Ya Allah'ım..
- Tamam ya anlatmıyorum.
- Anlat anlat.
- Eriyorsun karşımda resmen . İnanmıyorum ya.
- Bak dayısıı..
- Zaten daha anlatacak birşey de yok. Bu arada annem de şüphelendi. Söyle bence. Daha başka birşeyler anlamış olabilir.
- Anlatacağım da şimdi değil. Önce sen Rukiyeyle bir konuş. Olumsuzsa hiç annenin gözünde farklı bir konumda olmamış olur.
- İyi tamam sen bilirsin. Yatalım artık o zaman.
- Tamam dayısı geç oldu.
- Sana yukarda yatak açtım. Dolaba eşyalarını koyabilirsin.
- Tamam dayısı sağol.
- Hadi Allah rahatlık versin.
- Sanada..

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin