Yirmi dördüncü bölüm: Fotoğraf (part 1)

5 3 0
                                    

- Ben girecek miyim içeri?
- Girme ya. Kadınların arasına damadın girmesi saçma geliyor bana. Adamlar dışarıda olacak zaten sende onlarla takılırsın.
- Bencede. Girmemi isteseydin mecbur görecektim de böylesi benim de işime gelir. Peki akşama ne yapacaksınız?
- Zaten akşam olacakya .
- Eve dönünce yani.
- Ailecek otururuz biraz sonra yatar dinleniriz. İki haftanın koşturmacası yorulduk. Yarına dinç olmamız lazım.
- Evet haklısın.
- Neden sordun ?
- Karımı hiç mi göremeyeceğim acaba diye merak ettim.
- Göreceksin merak etme. Seni bensiz bırakırlarsa mazallah bi delilik edersin. Kimse göze almaz.
- İyi , iyi tanıtmışız kendimizi şükür.
- Ya Rabbim ya.
- Yani şimdi akşama kadar hatta geceye kadar görüşemeyecek miyiz?
- Evet, az önce tamam dedin ya kocacığım.
- Dedim de düşününce çok geldi.
- Günü yarıladık zaten. Birşey olmaz.
- Ne yapalım mecbur. Yarın düğünümüz olmayacak olsa sabretmem bu kadar da . Neyseki yarından sonra hep yanımdasın.
- Biraz ayrılık olsun ki vuslat güzel olsun. Bunada ayrılık denmez de işte.
- Hanımlar beyler hedeflediğiniz konuma ulaştınız.
- Biz inelim Rukiye daha işlerimiz var. Hadi görüşürüz birtanem. Allah'a emanet ol.
- Bak Hafsa işi zorlaştırıyorsun ama.
- Hadi hadi beyefendi güle güle.
Benden önce giden Rukiye ye yetişmiştim. Acil kaç alarmı çalınca hız yüklenmişti malum.
İkindi olmuştu. Artık işler yoluna girmiş herkes dinlenme molası vermişti. Bizde yanlarına geçip oturmuştuk. İş olsa da artık yapamazdım ya orası ayrı. Kına kıyafetimi giyip başımı yaptırdıktan sonra kimse müsaade etmezdi artık. Ne yapalım oturacaktık mecbur.

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin