On birinci bölüm: İç başörtü (part 2)

6 1 0
                                    

Rukiye nin konuşmayı kabul etmesi beni o kadar mutlu etmişti ki kendimi tebessüm etmekten alıkoyamıyordum. Her ne kadar düşünmediğini söylese de bir şans vermişti. Ve bu şansı değerlendirmek dayımın elindeydi artık. Haberi duyunca ne kadar sevinecekti kim bilir. Şuan telefonun başında beklediğine emindim. Her ne kadar haber vermek istesem de Rukiye yanımdayken yapamazdım. Aramızdaki bağlantıyı şuan için bilmemesi daha iyiydi. Hüda annemin evine varmamıza az kalmıştı zaten. Oraya varınca arayıp söyleyecektim. Hem konu dağılsın hemde zaman geçsin diye başka bir konu açmaya karar verdim. Rukiye dayımı nereden tanıdığımı sormamıştı. Ama bu sormayacağı anlamına da gelmiyordu. Aklına gelmeden konuyu kurtarmalıydım.
- Hüda annemin haberi vardı. Siz konuştunuz mu ?
- Aramıştı teyzem dün öyle konuştuk.
- İyi. Bayadır aklımda zaten gitmek. Bir türlü nasip olmadı. İyi oldu böyle. Allah razı olsun canım.
- Ay Hafsa aşkolsun . Tabiki getireceğim duymamış olayım. İstediğinde ara çıkalım gezelim. Evdeyim, musaitim. Babam arabayı eve bırakıyor zaten biliyorsun. Canın sıkılınca söyle alayım seni. Hep diyorum sen aramıyorsun.
- Biliyorum canım eksik olma. Yoğun geçiyor günlerimiz ondan yani.
- Aklında olsun bak. Benim sormamı bekleme. Alo demen yeterli.
- İyiki varsın gerçekten. Böyle bir aileye denk geldiğim için çok şükrediyorum. Hepiniz ayrı ayrı çok iyisiniz. Sizden biri gibi sahiplendiniz beni. Gerçekten çok değerli bir şey benim için.
- Sen iyi olduğun için canım. Herşey karşılıklıdır. Allah bizim gönlümüze göre gelin verdi bize. Tabiki kıymet bilicez .
- Canım ya..
- Ee gelincik geldik. Hadi bakalım.
Etrafa bakınca o tanıdık his kapladı içimi yeniden. Huzur, mutluluk, aidiyet hissi. Demekki Sina olduğundan değil evim olduğundan böyle hissetmiştim geçen seferde. En son asker uğurlamasında gelmiştim. Çok uzun zaman olmuştu gelmeyeli. Sahi niye bu kadar zamandır hiç gelmemiştim. Tekrar kızdım kendime. Bu konuya dikkat etmeliydim. Daha sık gelmeyi kafama koyarak indim arabadan.
- Canım sen geç bende geliyorum.
- Tamamdır.
Arabayı kitleyip eve doğru yöneldi Rukiye. Gittiğinden emin olunca direkt telefon rehberime girip aradım dayımı.
- Ne dedi ?
- Selamün aleyküm
- Ah, aleyküm selam
- Öncelikle için rahat etsin, sevdiği görüştüğü biri yok.
- Allah'a şükür.
- İsteyenleri oluyormuş ama kendine uygun olmadığını düşündüğü için kabul etmemiş. Seni anlattım. Ama biri var diye anlattım. Senin onu sevdiğini, gördüğünü söylemedim. Gerek kalmadı yani.
- Nasıl, ne dedi? Ne anlamda gerek kalmadı?
- Sakin ol dayı. Nasıl biri diye sordu. Bende işinden, huyundan , suyundan genel olarak senden bahsettim işte kısaca. Evlenmeyi düşünüyor benimde aklıma sen geldin dedim.
- Ne dedi ?
- Ne diyeceğini bilemedi. Şuan için evlenmeyi düşünmediğini söyledi. Ama sırf ben aracı oluyorum diye konuşmayı kabul etti.
- Ciddi misin?
- Evet. Hadi gözün aydın. Bundan sonrası sende. Konuşmalarından az çok kafanız fikirleriniz uyuyormu anlarsın dedim. Ona göre sonradan istersen görüşürsün dedim. Numarasını sana yollayacağım sen mesaj atacaksın.
- Tamam.
- He bu arada resim gösterecektim profilinde yokmu dedi. Ordan görürüm dedi. Bende ısrar etmedim. Çarşıda karşılaştığınız için ters teper diye düşündüm. Ona göre profiline güzel bir foto koy.
- Tamamdır. Allah'ım ne olur olsun.
- Hayırlısı olsun inşallah.
- Sen eve bi gel hayırlısını gösterecem ben sana..
- Anne !
- Abla kıza kızma ya.
- Anneme anlattın mı?
- Dolaylı yoldan öğrendi. Neyse gelince konuşuruz.
- Tamam. Benimde gitmem gerekiyor. Ben numarayı göndereceğim ama istersen şimdi mesaj atma . Burda zor olabilir onun için. Evine dönünce rahat cevap verir. Beklemek istemiyorsun biliyorum da genede biraz sabret. Ne yazacağını, ne soracağını planlarsın o zamana kadar.
- Tamam dayısı haklısın.
- Ben kapatıyorum. Hadi görüşürüz .
- Görüşürüz..

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin