- Seni kaybettim sandım Sina..
- Tamam artık bunları konuşmayalım. Geçti gitti. Sen iyileşmene bak olurmu?
- Sina..
- Söyle yerfıstığım söyle
- Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi?
- Biliyorum birtanem. Bende seni çok seviyorum.
- Bunu bir daha söyleyemeyeceğim diye çok korktum biliyor musun . Sesini bir daha duyamamaktan , gözlerine bir daha bakamamaktan, sana bir daha sarılamamaktan, kokunu bir daha içime çekememekten çok korktum..
- Sen benim kokumu içine mi çekiyorsun?
- Sina !
- Allah Allah demek kokumu içine çekiyorsun. Öğrendiğim iyi oldu.
- Sanki sen çekmiyorsun !
- Belki de çekmiyorumdur..
- Bende inandım
- Belkide sen benden daha aşıksındır.
- Sina yaa !
- Tamam tamam şaka yaptım. Senin kokunu ezbere biliyorum yerfıstığım. Sadece seni sinirlendirmeyi özlemişim. Normalde çok belli etmiyorsun ya bana olan tutkunu..
- Tutku mu?
- Evet. Baksana koku falan. Baya aşıksın sen bana.
- Git ya..
İttim onu hemen. Sinir etti beni. Neymiş, tutkuluymuşum ! Sana belli edende kabahat zaten! Sanki kendi yapmadığı şeylermiş gibi.. Birde dalga geçiyor gıcık şey. İyice uzaklaştım ondan. Yatağın diğer köşesine kaydım.
- Ne kadar uzaklaşabilirsin ki ? Altı üstü tek kişilik yatak işte. Nereye kaçacaksın.
- İn yatağımdan yatacam ben.
- Allah Allah. Az önce ben sana sarılmak istiyorum diyordun. Şimdi ne oldu ?
- İstemiyorum sarılmak falan in hadi ..
- Şaka yaptım ya..
- Tamam şaka da olsa in hadi yatacağım ben.
- İnmiyorum
- Sina! İner misin..
- İnmeyeceğim ve sende bana sarılacaksın.
- Oldu paşam! Başka isteğiniz arzunuz varmı?
- Tek isteğim karıma sarılmak.
- Çok beklersin !
- Gel bakiyim buraya
Bi anda çekti beni kendine. Tamam minyonum miniğim falan ama sonuçta kocaman yetişkin bir insanım. Nasıl bir hamlede çekti anlamadım. Hiçte zorlanmadı üstelik. Ben hâlâ olayın şokundayken kaçmayayım diye sımsıkı sarmıştı kollarıyla beni.
- Bırakır mısın!
- Hayır bırakmam..
- Sina bırak ya..
- Allah Allah.. Ben karıma sarılmak istiyorum ama..
- Heh öyle de, sonrada bana yık dimi ! Bir kere kandım bir daha kanmam sana.
- Vallaha ben istiyorum. Çok özledim seni.
- İnanayım mı?
- İnan tabiki karıcığım. Az önce de ben istiyordum zaten. Sende istiyordun ama..neyse ben istiyordum.
- Sinaa!
- Beni istemen kötü bir şey mi. Ben seni istiyorum sende beni isteyebilirsin yani. Sonuçta karı koca değil miyiz ? Yanlış olan bir şey yok..
- ...
- Birşey demedin..
- Bende seni özledim..
- Demek öyle..
- Sina! Bak bu sefer atarım yataktan hee..
- Tamam patron sakin ol şaka yaptım. Şöyle bir sarıl da gönlüm olsun hı ?
Yemin ederim işini biliyordu bu adam. Hem sinir ediyordu hem gönül alıyordu. Bazen gerçekten çok sinirleniyordum. Ama kıyamıyordum da. Çünkü oda sevdiği için yapıyordu biliyordum. Koca adamdı ama sevildiğini duyunca şımarıyordu işte. Daha fazla itiraz etmedim. Sarıldım sımsıkı kocama. Kokusunu içime çektim. Tam kafasının altındaydı kafam. Göğsü ile boynu arasındaydı. Bu huzurun tadını çıkarmalıydım. Gözlerimi kapatıp mutluluğun tadını çıkardım. Ondayken ,onunlayken hiçbir şey bozamazdı beni..
- Oğlum Hafsa uyandı mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Parmak 2
Novela JuvenilKimisi başladığı yerde biter Kimisi bittiği yerden başlar hikayelerin.. O mektup yeni hikayeler mi yazacak? Eski hikayeleri mi silecek ?