Yirmi sekizinci bölüm: Minibüs (part 4)

7 3 0
                                    

Derdini çözmek istediğim için konuşmak zorunda kalmıştım. Ama bu dini değerlerimizi komple yok sayacağım anlamına gelmiyordu tabiki. Kıza zarar verecek değildim elbette. Mesele bunun çok dışındaydı zaten. Kapalı bir ortam içinde başbaşa yol gitmemiz uygun değildi. Dünyanın en iyi insanı da olsam kural değişmezdi. O yüzden o telefonla konuşurken Zühre ye mesaj atıp acil yanıma gelmesini söylemiştim. Oda işleri Rukiye ye devredip yanıma gelmişti hemen. Bizimkiler gibi feraceli kapalı olmasada kapalıydı oda. Ve her kapalı kızın dikkat ettiği gibi dikkat edeceğinden emindim. Kabul etmeyeceğini de biliyordum bu yüzden. Tam o esnada Zühre gelince içi rahatlamış olacak ki kabul etti teklifimi. Arabaya binip telefondaki konuma gittik. Salon içerde olduğu için ve tam önüne kadar araba giremediği için uzakta durmak zorunda kalmıştık. Teşekkür edip indi arabadan. İçim rahat etmediği için bende indim. Kaybolmasını istemiyordum. Yollarda çalışma olduğu için salonun gözükemeyeceği kadar uzakta durmuştuk. Nerde olduğunu bilmediği bir salona doğru gitmeye çalışacaktı.
- Bakar mısın.
- Evet.
- İsminiz neydi ?
- Başak .
- Eğer bulamazsanız lütfen haber verin.
Elimdeki kağıdı uzattım ona doğru. Aldı. O aldı ve bende arabaya geri bindim. Evet baştan beri sadece yardım etmek istemiştim. Ama daha fazla o çillerine bakamayacaktım.
- Tam olarak ne oldu abi ? Sormamak için zor tuttum kendimi. Kim o kız?
- Ben teyzeleri almaya gittiğimde oda araba bekliyormuş düğün için. Bindi geldi.
- Ee ?
- Yanlış düğüne gelmiş.
- Hadi ya..
- Kimse kızı almaya gelmeyince yardım etmek istedim.
- Tek olmamak için de beni çağırdın öylemi?
- Aynen zeki kardeşim aynen.
- İyi. Devamı gelmesin de..
- O ne demek !
- Kağıt falan gördüm de..
- Kaybolursa diye Zühre!
- Anladım canım tabiki öyledir.
- Zühree !
- Adı neymiş kızımızın?
- Başakmış
- Hım Başak..
- Bak gerçekten öyle bir şeyleri aklından bile geçirme. Yardım ettim o kadar.
- Ben birşey demiyorum ki sen diyorsun. Aa telefonun çalıyor bak. Hoparlöre al hoparlöre al.
- Dur bi. Aloo..
- Hamza Bey ile mi görüşüyorum ?
- Evet.
- Ben Başak. Salona ulaştım. Çok teşekkür ederim herşey için. Hakkınızı helal edin.
- Ne demek estağfurullah. Ulaşmanıza sevindim.
- Allah'a emanet olun.
- Allah'a emanet olun.
- Sakın birşey deme Zühre sakın!
- Sustum..

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin