Dokuzuncu bölüm: Oydu (part 3)

4 1 0
                                    

- Çarşıdan alacak birkaç bir şey vardı da onun için gelmiştim. Siz?
- Bizde bebek alışverişine çıktık.
- Aa doğru bebişi unutmuşum ben.
Bir yandan Rukiyeyle konuşup bir yandan etrafı gözlüyordum. Dayım gelirse ve annem dayıma ses ederse bizim planlar çöp olurdu. Karşılaşmaları için binbir plan yaparken şimdi de karşılaşmasınlar diye dua ediyordum. Rukiye dayımı tanıdığımı bilmemeliydi. Dayım olduğunu asla öğrenmemeliydi. Yoksa kendini baskı altında hissederdi. Bunu dayım başta olmak üzere kimse istemiyordu. Allah'ım ne olur birşey olmasın, planımız ortaya çıkmasın amin.
- Siz neyle geldiniz. Arabam var bırakayım sizi istersen.
- Yok kızım kar...
- Karşıda..karşıda bizim arabamız. Orda bir yerde yani. Bizde ona gidiyorduk şimdi canım sağol.
Allah'ım.. Az daha annem ifşalıyordu.. Ağzından lafı zor aldım. Bu durum her ikisininde garibine gitse de birşey yokmuş gibi davranmaya çalışıp lafıma devam etmiştim. İnşallah inanmışlardır diye dua etmekten başka çarem yoktu.
- Peki o zaman canım. Ben tutmayayım sizi. Yarın görüşürüz inşallah.
- Tamam canım. Annene pardon teyzeme selam söyle.
- Söylerim gelincik söylerim hadi Allah'a emanet.
- Sende canım görüşürüz.
Annem arabaya doğru yol almaya başlayınca bende Rukiye nin arkasından bakmaya başladım. Allah'a şükür ucundan da olsa kurtarmıştım planları. Karşılaşma falan da olmamıştı. Herşey yolundaydı Allah'a şükür. Dayıma sözümü tutabildiğim için mutluydum. Sahi o neredeydi acaba ? Bayadır ortalıkta yoktu. Bir anda ortadan kaybolmuştu. Az önümde arkası dönük giden Rukiye ye bakıp iç çektim. Dayım şimdi onun burda olduğunu bilse ne çok sevinirdi. Allah'ın hikmeti bu ya böylesi daha iyi olmuştu.
Rukiye ye bakarak daldığım düşüncelerimden karşıda gördüğüm silüetle çıktım. Bu dayımdı. Kucağında küçük bir kedi yavrusuyla buraya doğru geliyordu. Kediye bakarak yürüdüğü için henüz az önünde karşıdan geleni görememişti. Kediden kafasını kaldırıp yola baktığında çakılı kaldı olduğu yerde. Böyle bir şey beklemediği için epey şaşırmış gözlerini göz göze geldiği kızdan geri alamamıştı. Belki bir saniye bile sürmeyen bu denk gelişin sonunda Rukiye yoluna devam etmiş dayım ise olduğu yerde öylece kalmıştı. Sevdiği kız yanından yürüyüp geçerken o hâlâ olayın şokunu üzerinden atamamıştı. Uğraşsam böyle bir şeyi başaramazdım. Bu bana da sürpriz olmuştu gerçekten. Rukiye nin uzaklaştığını görünce dayımın yanına gittim.
- Dayı!
Yeni kendine geliyordu. Önce çoktan uzaklaşmış Rukiye ye sonra kucağındaki minik kediye bakıp gülümsedi.
- Oydu..oydu Hafsa oydu..
- Evet dayı. Ama sonra konuşsak iyi olur. Çünkü annem çoktan gitti.
Kafa sallayarak beni onaylasa da hâlâ olayın etkisinden çıkamamış düşünceli haliyle yürümeye başladı.

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin