Sekizinci bölüm: 1. Aşama (part 1)

4 2 0
                                    

- Selamün aleyküm canım.
- ....
- Nasılsın iyimisin?
- ....
- Allah'a şükür. Aynı bildiğin gibi.
- ....
- Bayadır görüşemedik ya özledim seni de .
- ....
- Hiç gelip gitmiyorsun
- ....
- Benim altımda arabam olsa bende gelirim.
- ....
- Bak ne dicem. Ne zaman musaitsin?
- ....
- Çok iyi.
- ....
- Ya Hüda annemleri de uzun zamandır görmedim. Bi ziyaret edeyim diyorum. Sinayla gittim hep. Birde onsuz gideyim. Telefonla konuşuyoruz ama gitsem memnun olurlar.
- ....
- Seninle de vakit geçirmeyeli çok oldu. Müsaitsen beraber gidelim ne dersin?
- ....
- Allah razı olsun. Tabiki yengesi..
- ....
- O zaman cumartesi diyelim mi?
- ....
- Tamamdır canım. İki gün sonra görüşürüz inşallah.
- ....
- Allah'a emanet. Teyzeme selam söyle.
- ....
- Aleyküm selam..
- Ee ne dedi ne dedi ?
- Tamamdır. 25 inde alacak beni burdan. Sizin işi de arabada giderken konuşacağız bakalım.
- Hadi hayırlısı.
- Hayırlısı Yasir bey hayırlısı..
Uzaklara dalmıştı gene. Ama bu sefer boş bir dalış değildi bu. Umut dolu bir dalıştı. Hayatı adına bir adım atıyordu. Ya olacaktı yada sonsuza dek asla olmayacaktı. Çok düşünmüştü onu sevdiğini anladığı günden beri. Çok düşünmüştü. Nasıl olur diye düşünürken hiç ummadığı kapılar açılmıştı kendisine. Nasıl olduğuna hâlâ şaşırıyordu. Hiç beklemediği anda hiç beklemediği yerde görmüştü sevdiğini. Ardından gelen pişmanlık ve vicdan azabı.. Sonsuza dek öyle kalacağını sanmıştı hislerinin ağırlığından. Allah'a şükür çok sürmemişti bu hali. Allah gerçeği göstermişti ona hemde tahminlerinin çok ötesinde bir güzellikte. Kim derdi ki sevdiği kız asker arkadaşının süt kardeşi çıkacak. Üstelik bir bakıma dayısı da sayılıyordu keratanın. O an dünyalar ona verilmişcesine bir mutluluk kaplamıştı içini. Nasıl olmasındı ki ? Sevdiği kız bekardı. Üstelik çok yakınındaydı. Açılmaya kesin karar vermişti o gün. Sinayla yeğeni engel olmasa oracıkta gidip söyleyecekti. Zor ikna etmişlerdi onu. Nişan boyunca gözleriyle gizli gizli sevdiğini takip etmiş, hiç tanımadan sevdiği kızın her hareketi bıyık altı gülmesine sebep olmuştu. Hiç birşeyini bilmeden aşık olmasına kendi bile şaşırıyordu bazenleri. İlerleyen günlerde hakkında daha fazla bilgiye sahip olacağını bildiği için içi rahat bir şekilde dönmüştü evine. İşlerini halletmekte ne kadar aceleci davransada anca bir buçuk ayın sonunda gelebilmişti ablasına. Anne babası vefaat ettiğinden beri okul falan derken hiç yalnız kalmamıştı bu seneye kadar. Askerlikten dönünce bir boşluğa düşmüş anne babasının yokluğunu uzun süredir ilk defa bu kadar çok hissetmişti. Ablasına sığınmaya ihtiyacı vardı. İşleri biter bitmez ablasının evine gitmişti bu yüzden. Hem aile sıcaklığını özlediğinden hemde yeğeniyle çözmesi gereken meseleden dolayı gitmişti ablasına. İçeriye girer girmez hissettiği aile sıcaklığı ne kadar özlediğini hatırlattı ona tekrar. Onunda böyle sıcak bir yuvası olur muydu acaba ? Sevdiği kız ile çocukları ile musmutlu bir yuvası olur muydu?
Bunları düşünerek geçmişti dört gün. Yeğeniyle konuştukları üzere ilerliyordu herşey. İlk aşama tamamdı. Hafsa Rukiyeyle konuşmak için gün ayarlamıştı. Şimdi sırada yeğeninin Rukiye ile konuşması vardı. En önemli aşamaydı bu . Nasıl gelişecek? Ne diyecek? Kabul edecek mi ? Görüşeceklermi ? Ya kabul etmezse ! Ya reddederse ! Ya sevdiği varsa! Bunları düşündükçe kaşları çatıldı. İki gün nasıl dayanacaktı buna. Zihnine söz geçiremiyordu bu aralar. Endişeleri onu yormaya başlamıştı artık. Uzun zamandır onu sevdiği halde ilk defa bu kadar endişe duyuyordu. Gerçekleşme ihtimali ilk defa bu kadar gerçekti. Belkide ondandı olmamasına dair düşünceleri.
- Dayıııı...
- Hı?
- Ah aşk sen nelere kadirsin.
- Kız sus biri duyacak.
- Onlar gittiler ya dayı. Sen..hı..burada değildin dimi
- ...
- Tamam hadi bizde dışarıya çıkıp hava alalım biraz. Dışarısı çok güzel..

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin