- Bilmiyorum ki kızım. Senin elindeydi sonra bayıldın. O ara nereye gitti bilmiyorum. Bu odada bir yerdedir buluruz.
Bayılmadan önce oturduğum koltuğun etrafına baktım,minderleri kaldırdım,her yeri alt üst ettim ama bir türlü o mektubu bulamadım. Ne mektubuydu, kimden gelmişti bunu öğrenmeliydim.
- Bulamadım ya.
- Allah Allah nereye gitmiş olabilir ki ?
- Bilmiyorum anne. Başka bir yere kaldırmış olmayasınız?
- Yok kızım ben bir yere koymadım.
- Hafsa..
- Efendim
- Bana lavabonun yerini gösterebilir misin.
Ne olmuştu Sina ya birden bire. Yüzünün rengi değişmiş moreli bozulmuş ama çaktırmamaya uğraşıyordu. Lavobonun yerini zaten biliyor olmasına rağmen göstermemi istemişti. Belliki konuşmak istediği bir şey vardı. En son gayet mutluydu. Ben mektubu ararken ne olmuş olabilirdi ki..
- Tabi göstereyim
Ben önde o arkamda koridorda ilerledik. Aniden değişen bu ruh hâli endişelendirmişti beni. Lavobonun önüne geldiğimizde ona doğru döndüm.
- Sen iyimisin Sina?
- Benden sakladığın birşey varmı Hafsa?
- Hayır yok.
- Eminmisin!
- Evet yok Sina. Ne oluyor söyler misin lütfen.
- O zaman daha açık konuşayım. Eskiden görüştüğün yada peşinde olan biri varmı Hafsa?
- Ne diyorsun Sina! Yok tabiki.
Sinayı hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Kendine hâkim olmaya çalışıyor kafasında kurduğu şeyleri doğrulamadıkça siniri artıyordu.
- Hafsa bak kızmamdan korkup doğruyu söylemiyorsan eğer yalan söylemen beni daha çok kızdırıyor. Peşinde olan biri varmı? Sana mektup yazan biri varmı?
- Yok diyorum ya Sina yok..
- Bu ne o zaman!
Arkasından bir saattir aramış olduğum mektubu çıkarttı. Ne ara bulmuştu onu. Ne mektubuydu kimden gelmişti de bu kadar sinirlenmişti Sina.
- Sinam bak şuan kafanda her ne kurguluyorsan öyle bir şey yok. Bu mektubun kimden geldiğini bende bilmiyorum. Daha önce de hiç mektup falan gelmedi bana.
- Senlik bir durum olmayacağını zaten biliyorum. Karıma güveniyorum. Ama peşinde biri olmayacağı anlamına gelmiyor bu. Benden saklıyor olmana sinirleniyorum Hafsa. Ebu Cendel kim ?
- Ebu Cendel mi dedin ?
- Kim bu adam Hafsa?
- Çocuklar bir sorun mu var ?
- Yok anneciğim geliyoruz. Sina mektubu bulmuş onu konuşuyorduk.
Sina nın ona cevap vermeden başka konuya geçtiğim için sinirlendiğine emindim. Ama yapacak başka birşeyim de yoktu şuan. Mektubu Sina nın elinden alıp anneme verdim.
- Aa Ebu Cendel göndermiş. İçeri geçip bakalım ne yazıyor.
Sina nın siniri üzerine annemin mektuba verdiği tepki de tuzu biberi olmuştu. Annem oturma odasına ilerlemeye başlayınca elini tutup sakinleştirmek istedim. İlk defa böyle bir adım atmama rağmen ve normalde böyle bir adımı havada kapıyor olmasına rağmen tutmadı elimi. Hâlâ kızgındı bana. Olayın benimle ilgisi olmadığına emindi. Ondan bir şey saklıyor olduğumu sanıyor ve buna sinirleniyordu. Yüzüme bile bakmadan annemin arkasından ilerledi. Ne olursa olsun açıklamalıydım durumu. Bende peşlerinden oturma odasına geçtim.
- A buldunuz mu mektubu?
- Bulduk baba.
- Ee kimden gelmiş?
- Ebu Cendel den gelmiş bey. Kaç sene oldu. Hafsaya mektup gönderen oymuş.
- Vayy adamım be. Ne yazmış acaba ?
Sina her bir kelimeyle sinir fıçısına dönüyor belli etmemeye çalışsa da dizlerini sallayıp duruyordu. Ailemin Ebu Cendel amcayı bu kadar iyi karşılıyor olması iyice sinirini bozmuştu.
- Artık şu Ebu Cendel in kim olduğunu biri açıklayabilir mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Parmak 2
Teen FictionKimisi başladığı yerde biter Kimisi bittiği yerden başlar hikayelerin.. O mektup yeni hikayeler mi yazacak? Eski hikayeleri mi silecek ?