On ikinci bölüm: Aşkım (part 3)

7 3 0
                                    

- Anne
- Gel kızım gel.
- Ne yapıyorsun yardım edeyim bende.
- Yok yok. Yarın için et çıkardım dolaptan. Bir işim yok.
- Şey anne
- Heh söyle kızım.
- Yukarıya bakmak istiyordum da beraber çıkalım mı?
- Bende onu diyecektim sana zaten. Çıkalım tabi. Son halini gözünle gör.
Tek çocukları Sina olduğu için iki katlı yapmışlardı evi. Eve giriş kapısı bir ama daire kapıları ayrıydı. İçten merdivenli altlı üstlü olması daireler arası geçiş için çok iyiydi. Alt katla beraber üst katında herşeyi yapılmış bir tek dolapları yapılmamıştı. Gelecek olan gelin zevkine göre yaptırsın diye mutfak ve banyo dolaplarını sonraya bırakmışlardı. Gerçekten çok ince düşüncelilerdi. Allah'a ne kadar şükretsem azdı. Nişan alışverişi günü bi iki yere girip mutfak dolabı bakmıştık bu yüzden. Aynı gün karar verdiğimiz mutfak dolaplarının siparişi verilmişti. Yapılıp takılmış olsa da henüz gözümle görmemiştim dolapları. Telefondan resimleriyle yetinmiştim. Zaten Sina da olmadığı için git gel yapmamıştım bi dolap için. Sonuçta seçip beğendiğimiz dolaplardı. Güzel olurdu herhalde . Kaynanam önümde bende arkasında evime doğru çıkıyordum. İlk defa görecektim yuvamızı. Çok heyecanlıydım. Kapıya gelince anahtarla açtı kaynanam.
- Geç bakalım gelin hanım.
- Anne buyur sen geç ilk.
- Geç kızım geç eviniz bereketlensin.
Sina nın kime çektiğini şuan net olarak anlamıştım. Kaleyi içten fethediyordu kadın resmen. Daha fazla itiraz etmeyip geçtim kapıdan. Geniş bir koridor karşıladı beni. Koridorun sağında küçük bir kiler vardı. Kapının yanında olması herşey için kullanabileceğim anlamına geliyordu. Fazlalık şeyleri de koyabilirdim. Evimin kilerinin olması aşırı mutlu etmişti beni. Kilerin hemen yanında mutfak geliyordu. Mutfağım masa koysamda daralmayacak kadar genişti. Zaten günün çoğu mutfakta geçtiği için gerçekten çok mutlu olmuştum. Mutfağın kapısından girince boş olan alan karşılıyordu bizi yani masayı koymayı düşündüğüm yer karşılıyordu. Tezgahın kapının açıldığı yerde olmaması mahremiyet açısından önemliydi. Oda aynı istediğim gibi ince konulara dikkat edilerek yapılmıştı. Ardından mutfak dolaplarıma daha yakından bakmak için ilerlemeye başladım. Beyaz renk tavana kadar yapılmış dolaplarım mağzadakinden daha güzel gözüküyordu. Açık ahşap rengi dolap kulpları aynı renk tezgahla birbirini bütünlüyordu mutfağım.Dolapların içi herşeyi alabilecek şekilde geniş geniş ve ferahtı. Tavana kadar yaptırarak daha fazla dolap elde etmiştim . Mutfakta eşyaları üst üste koymak kullanış açısından çok zor oluyordu çünkü. Mutfağı inceledikten sonra mutfak balkonuna yöneldim. Kısa ama geniş bir balkondu. Aynı aşağı ki kat gibi bende teras olarak kullanırdım muhtemelen. Yandaki ev tek katlı olduğu için rahat rahat çayımızı kahvemizi içip oturabilirdik burda.
- Anne dolpalar resimlerdekinden daha güzel.
- Evet kızım bende beğendim. Güle güle kullanın.
- Sağol anne .
Mutfaktan çıkıp koridorda ilerledim. Mutfağın yanında iki tane hemen hemen aynı boyda odalar vardı. Henüz hangi odayı ne odası yapacağımı bilmiyordum. Koridorun sola döndüğü yerde o iki odadan daha geniş bir oda ve karşı tarafında tuvalet banyo vardı. O iki odaya henüz karar veremesemde bu oda kesinlikle yatak odası olacaktı. Koridorun ' L ' kısmında olduğu için daha uygundu burası. Ayrıca bu odanın küçük bir balkonu vardı. Çamaşır asmak için idealdi. Evet kesinlikle yatak odası olacaktı burası. Evin sonuna geldiğimiz için geri dönüp ilerlemeye devam ettik. En sona geniş bir oda kalmıştı. Lavoboların yanında giriş kapısının solundaki ilk odaydı. Onuda gezdikten sonra ev turumuz sona ermişti. Kafamda kaba taslak oluştursam da Sina gelmeden karar vermeyecektim. Beraber yaşayacağımız evi beraber dizayn etmeliydik. Evime son kez bakıp indim bende merdivenlerden.
- Kızım
- Efendim anne
- Aslında Sinayla ikinize verecektim ama. Belki senin işlerin olur gelir gidersin. Bu evinizin anahtarı. Artık sizin.
- Yok anne ben lazım olunca alırım. Sina gelinceye kadar sizde kalabilir.
- Bu güne kadar bendeydi artık sahibine teslim etme zamanı. Güle güle oturun kızım. Allah mutlu bir ömür nasip etsin size. Anılar biriktirin, mutluluklar biriktirin birlikte. O muhabbetle büyütün çocuklarınızı. Bu evde sizin şahidiniz olsun.
- Amin annem amin. Siz böyle arkamızda durdukça hep mutlu , hepberaber mutlu yaşayacağız inşallah.
Evimin anahtarını avucuma koydu Hüda annem. Bende sarıldım ona. Gerçekten şükür sebebimdi, ikinci annemdi o benim. Sarılma kucaklaşma faslından sonra aşağıya indik. Beraber oturma odasına geçtik. Ay hâlâ gitmemişti mübareğin evladı. Görmeye tahammül edemiyordum.
- Ne yaptınız gelincik ?
Zehra yı çatlatırcasına elimdeki anahtarı sallayarak cevap verdim.
- Evimizin anahtarını aldım.
- Hayırlı olsun. Dolapları beğendin mi?
- Evet tam istediğim gibi olmuş. Evimizin her bir yeri çok güzel. Güzel anılar biriktireceğiz inşallah.
- İnşallah canım inşallah.
- Artık kalksak iyi olur Rukiye. Akşam olmak üzere .
- Tamam canım giyinip çıkalım.
- Sen çıkmıyor musun Zehra ?
- Bende kalkıyorum şimdi.
- İstiyorsan otur da. Merak ettim yani.
Benden sonra burada durmasına izin vermezdim. Ben varken bile tahammül edemiyordum zaten. Ben gidince Sina nın odasına falan girer herşey beklenirdi ondan. Evli adamı aşkım diye kaydettiğine göre herşeyi yapardı utanmaz.
Zehra nın çıkmasının ardından bizde annemle vedalaşıp çıktık.

Kınalı Parmak 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin