Sofrayı toplayıp bulaşıkları hallettikten sonra yukarı çıkıp dayımın kalacağı odaya yatak açtım. Aceleden bugün aldığım çeyizlerimi koyduğum dolaba yerleştirdim. Yapılacak başka birşey kalmadığına emin olunca aşağıya inip annemlerin oturduğu odaya geçtim. Bende boş olan koltuklardan birine oturdum. Hâlâ havadan sudan konuşuyorlardı. Annem dayımı çok özlemişti gerçekten. Çocuğu rahat bırakmıyor ikide bir birşeyler sorup duruyordu. Soruların varmasını korktuğumuz yere vardığını duyunca ani refleksle birbirimize baktık. Ne olduğunu anlamayan annem bir bana bir dayıma bakıyordu.
- Ee Yasir cevap vermedin. Varmı kız falan ?
- Yok be abla. Olsa haberin olmaz mı?
- Ne bileyim belki kız vardır ama iş yoktur..
Annem şüphelenmişti ve bunuda hiç saklamıyordu. Dayıma laf sokarken bana da gözleriyle laf sokuyordu. Ne anladığını sormaya korkuyordum. Hiç olmayacak birşey bile anlamış olabilirdi. En iyisi dayımla bu konuyu konuşmadan önce annemin imalarını anlamamazlıktan gelmekti. Zaten başka da çıkar yolu yoktu.
- Kız ne iş ne abla ya..
- Yani kız vardır belki ama açılmamışsındır bir ilişkiniz yoktur.
- Haber veririm ablacım merak etme sen. Sen bilmeyeceksin de kim bilecek başka. Bu dünya da bir siz varsınız işte.
- Yapma gülüm ya. Hep yanındayız biliyorsun. Annem rahmet etsin anneme babama. Neyse hadi bakalım hüzün yok.
- Abla geç oldu sen yat dinlen. Rahatsızlanma sonradan. Sabah görüşürüz zaten. Daha çok burdayım. Bıkarsın bile görmekten.
- Estağfurullah oğlum o nasıl laf. Duymamış olayım. Tövbe tövbe.
- İyi madem hanım doğru diyor kayınçom. Rahatsızlanma sonradan. Biz geçip yatalım. Geç oldu zaten.
- Siz ne yapacaksınız?
- Benim uykum yok otururuz sonra yatarız bizde anne .
- İyi hadi madem. Hayırlı geceler.
- Hayırlı geceler abla..
Sonunda başbaşa kalabilmiştik. Geldiğinden beri gözümün içine bakıp duruyordu zaten. Bu ana gelebilmek için sabırsızlanıyordu. Sonunda göndermişti annemle babamı. Gittiklerinden emin olunca gözlerinin içi parladı. Rukiye hakkında konuşacağı için bu kadar mutlu olmasına hem şaşırdım hem sevindim. Dayım ne ara bu kadar aşık olmuştu. Bu hallerine alışık olmadığım için ilginç geliyordu bana.
- Kahve ister misin dayı?
- Olur dayısı.
- Şöyle balkona geçelim istersen. Orda daha rahat konuşuruz.
- Tamam olur.
- Sen geç bende kahveleri yapıp geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Parmak 2
Teen FictionKimisi başladığı yerde biter Kimisi bittiği yerden başlar hikayelerin.. O mektup yeni hikayeler mi yazacak? Eski hikayeleri mi silecek ?