Adamlara ayrı kadınlara ayrı sofraları kurduktan sonra masamıza da pastamızı koymuştuk. Hatıra kalsın diye masanın arkasında kalan duvarı süslenmişti kızımın teyzeleri. Orda fotoğraf çekilmeden olmazdı artık. O yüzden sofraları hazırladıktan sonra yemeğe geçmeden masanın orda toplandık. Önce Sina, ben ve kızımız sonrasında herkesle beraber fotoğraf çekilmiştik. Zühre tek fotoğraf çekilince çiftlerde ayaklanmıştı tabi. Önce Rukiye ve dayım 8 aylık kızları Ferideyle beraber , sonrasında Hamza abim ve Başak fotoğraf çekilmişti kızımla beraber. Evet artık küçük çaplı ünlü olmuştuk. Babannesi ve dedesi de fotoğraf çekildikten sonra artık sıra pastayı kesmeye gelmişti.
- Ablaa
- Muhammed Yuşa?
- Bende yegenimle fotoğraf çekilcem.
- Yesinler dayılığını. Gel gel.
- Allah'ım önden önden koştu yetişemedim.
- Ay anne hoşgeldiniz. Gelemicem demiştin.
- Ya öyleydi de Yuşa durur mu tutturdu Süveybe nin pastası diye. Sağolsun Yekta aldı bizi.
- Ay anneciğim niye demiyorsun ben alırdım sizi. Yekta sana da aşk olsun. Niye söylemiyorsun zahmet ediyorsun kardeşim!
- Ne zahmeti Sina. Geldik işte ne güzel. Prensesim nerde ?
- Buydayım Yekta amca. Sen beni göymedin mi yanındaydım zayten.
- A nerdesin?
- Ya buydayım ya aşağıya bak sende beni yukayda ayıyoysun.
- Ay burdaymış benim prensesim. İyiki doğdun.
- Az daha beni bulamıyoydun şaşkın gibi..
- Aa anneciğim. Öyle denmez sakın deme bir daha. Nerden öğreniyorsa..
- Tamam anne. Hadi pastayı keselim. Dayı sende gel.
Annemlerle de fotoğraf çekilip pastamızı kesmiştik. Daha fazla uzatsaydım başta nazik kızım olmak üzere dayanamayacaktı çocuklar. Pasta kesilip midelerine indiği anda oyuna başlamışlardı bile. Çocukların enerjisi çabuk doluyordu gerçekten. Onlar oyun için gidince bizde daha rahat çayımızı içip yemeğimizi yiyebilmiştik. Annem gelemeyecek diye çok üzülmüştüm. Yekta sağolsun yetiştirmişti onuda. Babam da akşam oturmaya gelecekti. Öyle böyle derken ne çabuk geçmişti günlerimiz. Daha dün kucağıma vermişlerdi kızımı. Bugün doğum gününü kutluyorduk. 1 yaşındaydı ama babasının kızı olduğu için çabuk konuşmaya başlamıştı. Ve yine babasının kızı olduğu için dilli düdük gibi susmadan konuşuyordu. Evimizin neşesiydi şükürler olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kınalı Parmak 2
Teen FictionKimisi başladığı yerde biter Kimisi bittiği yerden başlar hikayelerin.. O mektup yeni hikayeler mi yazacak? Eski hikayeleri mi silecek ?