I Become The Wife of The Male Lead

Bölüm 77: Değişim

"Benim hakkımda sevmediğin bir şey var mı?"

"Ha?"

Ne söyleyeceğimi sezgisel olarak anlamış gibiydi. O mavi-gri gözler bana doğru baktı.

Belki de yüzüne baktığım için istemeden bir şeyi ağzımdan kaçırdım.

"Ah, yüz?"

"Fiona, gençken yüzümü çok sevdiğini söylediğini hatırlıyor musun?"

"...."

Görünüşe göre, bunu söyledim. Cidden, ana karakter oydu, bu yüzden ondan hoşlanmamamın hiçbir yolu yoktu.

"Öyleyse, kişilik."

Çok saçma bir sebep söylediğim için dilimi ısırdım. Çünkü Sigren'in kişiliğine işaret etmek, kişiliğimde de bazı sorunlar olduğu anlamına geliyordu. Ayrıca çocuk olduğumuz için onunla ilgilenen bendim.

Sigren sırıttı.

"Fiona, uzun zaman önce sevdiğim kişiye iyi davranmam gerektiğini söyleyen sen değil miydin?"

"...."

Kesinlikle bunu söylemiş gibiydim. Ama bunun nedeni "erkek kahramanın iyi kişilik gelişimi" idi. Kesinlikle, bunu ona söyledim ve bu, Eunice ile tanıştığında, bana değil, ona iyi davranmasını istediğim içindi.

"Bekle, hoşlandığın birini bulduğunda sana yapmanı söylediğim başka neler var?"

"Çok. Bilgin olsun, ben de her şeyi hatırlıyorum."

Sigren bana baktı. "Sen, hatırlamıyor gibisin."

İlk önce, Sigren'i tekmelemek için sanırım önce eski bana vurmam gerekecekti. Ne hakkında konuşuyordum? Her halükarda, şimdi bu sözlerin Sigren üzerinde derin bir etkisi olduğunu çok iyi biliyorum.

"Fiona, sana söyledim. Bazen beni düşündüğünde düşüncelerin garip şekil alıyor."

"..."

"Ama, geri çekilmeyi düşünüyorsan, bu sefer yine benim için olduğunu söylüyorsan..."

Başını hafifçe eğdi "Ben de kolayca pes etmeyeceğim" dedi.

O zaman doğrudan Sigren'e baktım. Mutlu olmasını istedim. Ve Sigren'in bildiğim en büyük mutluluğu, tıpkı orijinal hikayede olduğu gibi Eunice'e aşık olmaktı. Ama şimdi böyle olduğuna göre, orijinal olay örgüsü gibi akmayacaktı. Tek bildiğim buydu.

Uzanıp Sigren'in yanağını okşadım.

"Birisi Sigren yüz maskesi takmış olmalı.." Ciddi ciddi dedim.

"Fiona, bence ruh hali bozmak için gerçekten bir yeteneğin var."

Pekala, ruh halini yakalayamadığım için üzgünüm. Ama ben ciddiyim.

"Bu senin gerçek kişiliğin mi?"

Sigren elini yanağını tutan elimin üzerine koydu.

"Çünkü her zaman beni çok iyi tanıdığını düşünüyorsun."

Bunu inkar edemedim.

"Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu yakında anlayacaksın."

Eh, bu farkındalık az önce aklıma gelmişti. Gerçekten kibirliydim.

Suyun içinde ne olduğunu biliyorsun ama bir insanın içinde ne olduğunu bilmiyorsun.

Sigren, onun hakkında "mükemmel bilgiye" sahip olduğum öncülüne dayanan tavrımın zaten farkındaymış gibi görünüyordu.