16.💎AMA YENİDEN AYRILANA KADAR TARTIŞTIK💎
He Yu ve Xie Qingcheng soruşturma sürecinin kalanı boyunca birbirlerini görmezden geldiler.
Sonuçtan sonra, Xie Qingcheng, kendisi ve Xie Xue için taksi çağırmıştı.
Xie Xue birlikte ayrılsınlar diye He Yu'yü de beklemek istedi, fakat Xie Qingcheng onu sadece kafasının arkasından iterek ve hiçbir şey söylemeden arabaya tıkarak açıkça reddetti.
Bu sırada, He Yu sadece, sessizce bir kolona yaslanmıştı ve elleri belinde bu görüntüyü izliyordu.
Hiç ses çıkarmadı ya da konuyu üstelemedi, terk edildiğini bilen lakin sahibini peşinden takip edemeyen bir köpeğe benziyordu; bunların hepsi Xie Xue'yi son derece huzursuz hissettirmişti.
"He Yu... Ge, neden onu beklemiyoruz..."
"Arabaya bin."
"Ama..."
"Bin!"
Xie Xue. "... O zaman, He Yu, eve gidince bana haber ver."
Xie Qingcheng konuştu, "Bitirdin mi? Gidiyoruz."
Xie Xue bir şey daha söylemek istedi, fakat He Yu sessizce orada durdu ve konuşmayı kesmesi için başını iki yana salladı.
Xie Xue arabaya bindiğinde, He Yu, yalnızca ona el sallamış, sonra arabanın gidişini izlemişti...
Xie Xue koltuğuna yaslandı ve iç çekmekten kendini geri alamadı, "Ge, bu sefer siz ikinizin nesi var?"
Yolcu koltuğunda oturan Xie Qingcheng ona cevap verebilecekmiş gibi hissetmiyordu.
Chen Man'den yürüttüğü sigara paketini açtı ve tam bir tanesini yakacaktı ki, Xie Xue'nin arka koltukta oturduğunu hatırladı ve durdu.
Dirseğini açık cama yaslarken sigarayı dişleri arasında tuttu, sersemleöiş bir halde camın ötesindeki şehrin gece manzarasına izliyordu.
Xie Xue sakince konuştu, "He Yu kazayla yanlış bir şey söyleyip seni sinirlendirdi mi...?"
"........"
"Ge, onu çok fazla suçlama. O bazen uçarı olabiliyor ama yine de özünde iyi bir insan. Duydum ki, bu kez eğer o olmasaymış, ikiniz zamanında ortadan kaybolduğumu fark edip koşmasaymışsınız, işler daha kötü olabilirmiş, o..."
"O, ne?" Xie Qingcheng sonunda konuştu.
Sigarayı parmakları arasında tuttu, sesi fazlasıyla kısık ve soğuktu, "Sana ondan uzak durmanı söyledim, neden her zaman onunla takılıyorsun?"
Xie Xue de bir miktar mağdur hissetti, "Fakat o iyi bir insan, bana iyi davranıyor ve sana karşı da saygılı..."
Xie Qingcheng'ın yüzü küle döndü; konuşamadı bile.
Saygılı.
Cehenneme saygılıydı.
Sadece diğerlerinin karşısında rol yapıyordu ama Xie Xue'ye, He Yu'nun hastalığından bahsedemezdi bile. Xie Xue yalnızca He Yu'nun erdemli bir şekilde zarif ve centilmen halini görmüştü.
He Yu tarafından düşürüldüğü o onur kırıcı durumları anlatacak olsa, öz kardeşi bile ona inanmazdı. Yalnızca orada oturup buna katlanabilirdi.
"Ge..."
"Kes sesini!"
Xie Xue'nin tek yapabileceği sesini kesmekti.
Ailelerle hep böyle olurdu. Felaketten kurtulduğunuz an şöyle düşünüyordunuz; Birbirinizle düzgün iletişim kurup bu ömürde bir daha asla kavga etmeyeceğiz, birlikte mutlu bir hayat yaşayacağız.