Gerçeğin Peşinde

Bölüm: 118

O anda Su Ming, Fang Mu'dan uzaktaydı ve yağmur ormanına doğru hücum ediyordu. İfadesi her zamanki gibi sakindi ve yüzünde tek bir duygu belirtisi bile tespit edilemiyordu. Ancak yüreğinde inanılmaz derecede ihtiyatlıydı. Etrafında en ufak bir hareket olsa bile bunu hemen fark ederdi.

Gerçekte Fang Mu'nun babasının onu takip ettiğini fark etmemişti. Sözleri ve eylemleri, herhangi bir sorun çıkmasını önlemek içindi. Dark Mountain'dayken benzer bir şeyle karşılaşmıştı. Sadece Si Kong'u gördü. Kabilesinin bu statüye sahip bir üyesinin, bu kadar büyük bir kargaşaya neden olduktan sonra, güçlü Berserker'ların dikkatli gözleri önünde onu takip edebileceğini beklemiyordu. Olaydan sonra yaşlı onu işaret ederek gözden kaçırdığı şeyleri hatırlattı. Ama o Dark Mountain'daydı. Yaşlı onu izlerken tehlike o kadar da büyük değildi.

Ancak şimdi, bu alışılmadık ortamda, yaşlı adamın koruması olmadan kendine güvenmek zorundaydı. Herhangi bir hata yapmayı göze alamazdı.

Fang Mu'nun arkasından gelen kimseyi fark etmemiş olabilir ama pek çok şüpheli nokta vardı. Su Ming'in zekasıyla her şeyi iyice analiz etmesi için birkaç ay yeterliydi.

Kan Yoğunlaşmasının beşinci seviyesinde yaralanan bir genç nasıl birkaç ay içinde bu yağmur ormanına tek başına gelebilirdi? Üstelik her seferinde tamamen güvendeydi. Bunu yapmak isteseydi bile ailesi bunu mutlaka hisseder ve onu gizlice takip ederdi. Bu anlaşılabilir bir şeydi.

Ayrıca çocuğun yaraları biraz iyileşmişti ve Su Ming tarafından kaçırılmıştı. Çocuk hiçbir şey söylemese bile onu yağmur ormanına kadar takip eden kabile üyeleri bunu ihbar edecekti.

Tüm bu ipuçları Su Ming'in Fang Mu'yu takip eden birisinin olduğunu ve bu kişinin amacının onu bulmak olduğunu tahmin etmesini kolaylaştırdı. Bu nedenle Su Ming ılımlı bir hızla ilerlemeden önce birkaç ay beklemeye karar verdi.

Çocuğun bıçak hediyesi ve bıçağın olağanüstü doğası, Su Ming'in Sakin Doğu Kabilesi'nin küçük bir kabile değil, orta büyüklükte bir kabile olduğundan daha da emin olmasını sağladı. Çocuğun bu kabiledeki yüksek statüsü, onun tek başına gelmesini imkansız hale getirdi.

Su Ming, uzaktan onu izleyen biri olduğundan emindi. Düşüncesizce hareket etmemelerinin sebebi, Su Ming bıçağı aldığında, Ay Kanatları'nın ruhlarını kullanarak ateşin gücünü aktive etmesi ve başkalarına Aştığı yanılsamasını vermesiydi.

Ayrıca Ayın Kanatları'nın ruhlarına bastığında ince bir kontrol kullanarak ağaçta iz bıraktı ve 15 nefesi olduğunu söyledi. Eylemleri bir uyarı olarak görülecekti.

Su Ming'in istediği şey tam da insanların tereddüt etmesini sağlayacak türden bir uyarıydı. Sonuçta, tüm bunların ön koşulu gencin yaralarının kademeli olarak iyileşmesiydi. Bu varsayım altında, tam inisiyatif onda olacaktı. Öngörülemeyen gelişimiyle birlikte, gencin güvenliğini yeterli bir dereceye kadar artırabilecekti.

Su Ming'in ifadesi sakindi. Hemen mağaraya dönmedi. Bunun yerine bölgede birkaç kez dolaştı ve ancak gökyüzü tamamen karardığında ve ay gökyüzünde yükseldiğinde kimsenin onu takip etmediğinden emin olduktan sonra mağaraya geri döndü.

Su Ming mağarada bacak bacak üstüne atarak oturdu ve sağ elini öne doğru salladı. Hemen, Ay Kanatları'nın bazı görünmez ruhları yayıldı ve mağaranın girişini çevreledi. Geçtiğimiz yıl boyunca, herhangi bir kaza olmasını önlemek için bu yöntemi kullanıyordu.

"Eğer her şey yolunda giderse, yakında buradan ayrılma zamanım gelecek." Su Ming orada otururken gözlerinde düşünceli bir bakış belirdi. Önceki eylemlerini dikkatlice düşündükten sonra, Qi'sinin dolaşımına daldı. Yavaş yavaş, vücudunda kan kırmızısı bir ışık parladı.