48.Bölüm : Şah Mat!

551K 32.6K 13K
                                    

***

Birkaç gündür şehir dışındaydım, bu yüzden bölüm yazamadım gelir gelmez yazdım^^ Yorumlarınızı bekliyorum, lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

---

Yan evlerin birinden duyduğum köpek sesi iyice gerilmeme neden olurken, gözlerim tam o evin üzerindeyken önümde duran arabanın ani fren sesiyle birlikte kendimi geriye doğru atıp yere düştüm. Kalbim çıkmak üzereydi! Kim olduğunu bilmediğim, göremediğim bir araba önümde ani bir fren yapıp durmuş, öylece bekliyordu şimdi! Hayatımın en korku dolu saniyelerini geçirirken, tam olarak ecelimi bekler gibi bekliyordum...


48.Bölüm : Şah Mat!
*Şah yapılmıştı, sıra mattaydı...*


Düştüğüm taşlı yol ellerimi acıtmıyordu, karmakarışık beynim acıtıyordu canımı. Karşımda duran arabada kim olduğu, tüm bu olayların ardında kim olduğu, ne olacağı, daha neler yaşayacağımız... Arabanın kapısı ağır ağır açılırken düştüğüm yerde hafifçe geriye doğru gittim. Arabadan kalın botlar indi önce, kahverengi bir pantolon. Telaşla kaldırdım başımı. Bu tanımadığım adam güneş gözlüklerini çıkarıp yüzüme bakarken kaşlarımı çattım.


''İyi misiniz?'' Tanımıyordu, tanımıyordum. Boşu boşuna korkmuştum. Bana uzattığı elini tuttum tereddütle. Aceleyle kalktım ayağa.


''Yaralandınız mı? Hastaneye götürmemi ister misiniz?'' Başımı sallayarak reddettim.


''İyiyim. Basit sıyrıklar.''


''Benim yüzümden oldu,'' dedi kumral saçlı sakallı 30'lu yaşlarındaki bu adam, ''çok hızlı sürüyordum.''


''Hayır... Ben korktum bir anda... Düşmedim bile, kendimi yere attım.''


''Kötü bir şey mi yaşadınız?'' dedi kaşlarını çatarak, ''yani... birinden filan kaçmıyordunuz, değil mi?''


''Hayır hayır!'' dedim telaşla, ''bir yere yetişmeye çalışıyorum sadece.''


''Nereye gideceksiniz?''


''Şişli taraflarına.''


''Eğer biraz bekleyebilirseniz şu karşı evde oturan teyzeme bir paket bırakıp çıkacağım, oralardan geçeceğim. Götürebilirim.''


''Yok, teşekkürler... Ben... bir otobüs durağı bulurum.'' Adam alay eder gibi güldü.


''Bir 5 kilometre kadar ötede bulabilirsiniz, evet. Bakın gerçekten güvenmekle ilgili bir sorunsa sorun olmasın, arabada konuşmayız bile. Taksi gibi, bırakır yoluma devam ederim.'' Bunu kabul etmekten başka çarem yoktu, taksiye verecek param bile kalmamıştı. Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra başımı salladım. Adam hafifçe gülümsedi,


''Tamamdır. Siz burada bekleyin, iki dakika içinde geliyorum.'' Yanımdan ayrılırken telefonumu çıkardım. Telaşla Mert'e mesaj yazmaya başladım,

Karantina SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin