Selam Mahşerin Binlerce Atlısı... :)
Bu cümleyi size son kez yazıyorum gibi konuşmalara şu an girmek istemiyorum. Önce sizi bölümle baş başa bırakmak istiyorum. Geri kalanını sonra konuşuruz. İnanın gözlerimin doluluğundan ne yazdığımı bile görmüyorum. Çok duygusalım, ilk günlere dair çok büyük özlem doluyum. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğunu biliyoruz... O zaman size iyi okumalar diliyor ve sizi Mahşerin Dört Atlısı ile baş başa bırakıyorum. Bölüm sonunda görüşürüz :')
Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın^^
İYİ OKUMALAR DİLERİM MAHŞERİN BİNLERCE ATLISI^^
25.Bölüm : Karantina.
*Mesele karantinayı sevmekti...*
(FİNAL)
(Yıllar önce, İstanbul)
Her şeyin başladığı asıl gün yıllar öncesine dayanıyordu. Sema'nın evde bıraktığı minik bebeği için sokak sokak gezip Ender'in gerçek ailesini bulduğu, onları günlerce izledikten sonra minik bebeğini de alıp Zuhal'in yanına gittiği gündü o her şeyi başlatan gün... Sema çok küçüktü, Zuhal onu kucağında bebeği ile gördüğünde şoka girmişti.
"Bu bebek Ender'in mi?" diye soruvermişti, defalarca aldatıldığını biliyordu. Sema başını sallamıştı, Ender'e duyduğu aşk duygusunun esiri olduğunu söyleyememiş ve her şeyi bambaşka anlatmıştı. Zuhal'i tanımıyordu, karşısına çıkıp kocasına karşı hissettiği duyguları anlatsaydı bebeğini ona bırakıp gidemezdi. Ender'in sınıfında okuyan bir kız öğrencinin ismini vererek kendini oymuş gibi tanıtmıştı.
"Bana tecavüz etti..." demişti. Yaşadıklarının bundan farkı yoktu zaten. Zuhal duyduklarını gözyaşları içinde dinledikten sonra Sema'nın kucağındaki bebeği almayı kabul etmiş ve ellerini uzatmıştı.
"Anne kim geldi?" İçeriden gelen sevimli erkek çocuğu sesi Sema'yı korkutmuştu. Ender'in de evde olabileceği veya eve gelebileceği ihtimaliyle kendine gelmiş ve bebeğine doğru eğilmişti.
"Hoşça kal meleğim... Unutma, ben hep seninleyim."
Bu sözler, Sema'nın bebeğine söylediği son sözlerdi. Bir daha onu görmeyecek, duymayacaktı. Ta ki yıllar sonra bir gün bir mucize kızını onun ayaklarına getirene kadar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina Serisi
Teen Fiction''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı...