Selam mahşerin binlerce atlısı!
Öncelikle yukarıdaki müziği açalım, bölümü öyle okuyalım :')
Ve oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayalım^^
İYİ OKUMALAR DİLERİM^^
6.Bölüm : Gece.
*Sanki bir labirentin içinde kaybolmuşum gibi değil de labirentin ta kendisi benmişim gibi...*Bir zamanlar küçük bir kız çocuğu varmış hayatının sonuna kadar küçük bir kız çocuğu olarak kalmak isteyen. Sonra o kız çocuğu bir gün büyümüş ve anlamış ki hayat istemediğimiz şeylerin gün geçtikçe bize evrilişinin ta kendisiymiş. O büyümüş ve küçülmüş dünya. Çünkü o büyüdükçe hayalleri küçülmüş, o büyüdükçe korkuları küçülmüş, o büyüdükçe umudu küçülmüş. Ve hatta o büyüdükçe yok olmuş sanki var oluşu... Hayatım öyle bir noktaya geldi ki hayallerimin önünü korkularım, umutlarımın önünü tedirginliklerim aldı. Umutlarım ve korkularım aynı oranda küçüldü ve her seferinde birbirlerini eksilttiler.
Yanımda Onur, ellerim ellerinde, başım göğsünde... Oysa aklım bambaşka yerlerinde dünyanın. Aklım bir bataklığın içine girdiğimizi söylüyor bana, aklım şimdi nasıl çıkacağımızın hesabını soruyor. Aklım bana diyor ki, "Zeynep... Bataklığın içine hoş geldin, sevdiklerini de mi yanına çekeceksin yoksa tek başına boğulup gidecek misin?"
Hayatın bana sunduğu iki seçenek tıpış tıpış Ender'e gidip tüm hayatımı hiç etmek ve tıpış tıpış Ender'e gitmeyip sevdiklerimin hayatını hiç etmek. "Hani sen bir süper kahramandın?" diyor sanki karnımdan bir ses. Sanki hayal kırıklığına uğradığını hissediyorum onun... Kendimi toparlamaya çalışıyorum, aklımın içindeki bu labirentten bir çıkış yolu bulmaya ve sevdiklerimi de kendimi de korumaya çalışıyorum. Fakat bu sefer çok farklı hissediyorum... Sanki bir labirentin içinde kaybolmuşum gibi değil de labirentin ta kendisi benmişim gibi...
(2 Gün Sonra)
"Zeynep ne yapıyorsun!" Onur korkuyla bana doğru koşup elimdeki koliyi aldığında yüzü öfkeden kıpkırmızı olmuştu. Evleneli iki gün geçmişti ve bugün ilk kez kendi evimize gelmiş eşyalarımızı yerleştiriyorduk. Yerleştiriyorduk demeyelim aslında, onlar yerleştiriyordu. Ben genelde izliyordum!
"Ne var yahu, sakat değilim ki. Taşıyabiliyorum!"
"Güzelim sana bir köşede otur bizi izle dedim değil mi! Hadi geç köşene otur. Senin için köşeye özel koltuk koyduk daha ne yapalım! Kalkmış koli taşıyorsun, şaka gibisin yemin ederim..." Gözlerimi devirerek sıkıntılı bir nefes verdim ve köşedeki tekli sallanan koltuğa oturdum.
"Onur dikkat et yalnız, onun içinde kırılacak eşyalar var..."
"Ta-mam!"
"Burak o tablo biraz yamuk olmuş haberin olsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina Serisi
Teen Fiction''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı...