Merhaba^^ Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın :')
23.Bölüm : Son Yürüyüş.
*Ay benim, gece senin..."
Günlerden ne olduğunu bilmiyorlardı, oysa mevsim kıştı. Her gün bir çiçek açar, bir çiçek solardı... Gökyüzü bir kararır, bir açılırdı. Hayatın tanımı bu değil miydi zaten? Hayatta siyah ve beyaz yan yana olamazdı. Yan yana olurlarsa karışır, gri olurlardı. Gündüz ve gece, bir arada kalamazlardı. Aşağısı ve yukarısı bir olamazdı. Başını kaldırdığında aşağıyı göremezdin, başını eğdiğinde yukarıyı. Bu dünyada bir arada olabilecek pek çok şey vardı. Ama bir arada olamayacak şeyler birbirlerine en çok yakışanlardı...
Onur Zorlu, ve Zeynep Akay. Bir yere kadar beraber yürümüş iki insan. Yan yana olmaya çalışmış, ellerinden gelen her şeyi yapmış iki insan. Oysa biri buzdu, biri ateş. Yan yana oldukları an biri eriyecekti, ya da biri sönecek. Biri geceydi, biri gündüz. Biri aşağısı, biri yukarısı. Oluru olmayan bir yan yana olmaktı bu. Sonu görünmeyen, ne için kim için bu kadar imkansız düştükleri bilinmeyen bir yan yanalık...
Onların hikayesi yıllar önce başlamıştı aslında... Onların hikayesi, doğdukları gün başlamıştı. Her şey o an belliydi, her şey o an netti... Biliyor musunuz, Onur doğduğunda hiç ağlamamıştı. Ölü doğdu sanmışlardı, sonra gözlerini açtığında annesinin huzur dolu çığlığı tüm hastaneyi doldurmuştu. Sanki gelecek için biriktiriyordu tüm hüznünü, annesini kaybedişi için, babası sandığı adamın onun hayatını mahvedişi için. Yaşayacağı tek aşkın aşık olduğu kıza zarar verişini izlemek için.
"Eee, sabaha kadar burada mıyız?" Burak oturduğu çimenliğin üzerinden başını kaldırıp sorduğunda Onur tam karşısında ayakta dikilmiş etrafı inceliyordu. Mert ise Burak'ın yanında oturmuş, duvara yaslanmış Onur'u izliyordu.
Saatlerdir Zeynep'in evinin bahçesindelerdi. Zeynep, annesi ve babası bu durumdan bihaberken Onur, Burak ve Mert saat gecenin 2'si olmasına rağmen bahçeden bir kez olsun ayrılmamışlardı.
"İstiyorsanız gidin." diye mırıldandı Onur, "Ben buradayım."
"Saçmalama abi, biz de buradayız. Ama daha mantıklı bir çözüm bulabiliriz," diyen Burak'a çatılı kaşlarla baktı Onur,
"Mesela polis koruması istemek gibi!" Onur başını hayır der gibi salladı.
"O adam bu şehirde hatta bu ülkede ve hatta bu dünyada yaşarken kendim ve sizin dışınızda kimseye güvenemem. Merak etmeyin, çok kalmayacağız... Ben sadece Zeynep'in biraz daha iyi olduğunu görene kadar buradayım. Sonrasında korkacak bir şeyiniz de olmayacak zaten." Mert öfkeyle başını kaldırdı.
"Seni bırakacağımızı sanıyorsun, değil mi? Öylece git diye bırakacağımızı sanıyorsun. Ölüme git diye..."
"Ve Zeynep'in senden sonra iyi olacağına inanıyorsun. Aynen abi, kız da bunu bekliyordu. Biz de bunu bekliyorduk. 'Oh be Ender'den kurtulduk, Onur da gitti ama olsun artık harika bir hayatımız olacak!' moduna filan gireceğimizi mi düşünüyorsun? Parti veririz hatta." Onur hüzünle başını kaldırıp Zeynep'in camına baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina Serisi
Teen Fiction''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı...