İkinci Perde - 10.Bölüm : İçimde Bir Dağ

586K 27K 31.9K
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


10.Bölüm : İçimde Bir Dağ.

*Hayatının tam ortasındayım!*

---

"Şöyle başlıyor o meşhur sonenin dizeleri... Aslanın pençesini körlet zaman ejderi. Doyur dünyayı kendi yavrusunun canıyla." Başımı kaldırdım. Son dersteydik, edebiyat dersi. Edebiyat hocamız Candan Hoca hayatını edebiyata adamış bir kadındı, bu her halinden belliydi. Sıraladığı dizeleri kitaba bakmadan okurken o kadar etkileyiciydi ki gün boyunca ilk defa bir dersi dinliyordum.

"Sonra devam ediyor Shakespeare. İstersen dünyayı yık, güzel yüzleri sarart. Ama en kalleş suçtan alıkoyarım seni, sevgilimin yüzünü saatlerinle oyma. Köhne kalemin onu boğmamalı çizgiye." Tüylerim diken diken olurken yüzünde dumura uğramış bir ifadeyle derin bir nefes aldı. Yutkunarak bize baktı.

"Sanki bir yazara sesleniyor, değil mi? Karakterlerinden birinin hayatını mahvetmek üzere olan bir yazara sesleniyor bu şiirde, "Yapma!" diyor. "Hayatını mahvedeceğin o insan benim sevdiğim. Kalemin onu boğmamalı." diyor. Bu şiir eğitim hayatımdan beri benim tüylerimi diken diken eder hep... Belki de bir ressama sesleniyor bu şiirde. 'Resmini yaptığın o kadın benim sevgilim, öldürme onu o resimde ey ressam!' diyor. Olamaz mı?" Farkında olmadan gözlerimin dolduğunu hissettim o an. Sanki bir yerlerde bizim de birilerine seslenmemiz, yapma dememiz gerekiyormuş gibi hissettim. Hepimizin hayatının bir yazarı var, değil mi? Bir ressamı var...

Zil çaldığı sırada herkes toparlanırken burnumu çektim. Burak yüzüme gülerek bakıyordu.

"Sen ağlıyor musun? Oh benim minik duygusal kelebeğim!" Burak elleriyle yanaklarımı çekerken utanarak kendimi geri çektim. Mert aramızdaki bu samimiyete gülerken anlamadığım bir şekilde Onur'un arka sıramızdan kalkıp dışarıya doğru ilerlediğini gördüm. Kaşlarımı çatarak kapıya baktığımda Burak sıkıntılı bir nefes verdi,

"Ve Onur Zorlu kıskançlıktan delirir."

"Benimle olmak istemeyen oydu. Ben her şeye hazırken benden uzaklaşan oydu."

"Hep söylüyorum. O da haklı." diyerek araya girdi Mert.

"Tamam, her neyse. Bu onun hayatı, onun kararı. Eğer hayatına bakmak istiyorsa ben de hayatıma bakacağım. Kitaplarımı çantama koyup ayağa kalktığım sırada tüm sınıf boşalırken Rüzgar'ın kapının önünden bana baktığını gördüm.

"Şey... Siz gidin, ben Rüzgar'la konuşacağım."

"Haydaaa! Kızım sen Onur'u delirtecek misin?" Burak'a gözlerimi devirdiğim sırada Mert araya girdi.

"Zeynep'e kızmaya hakkı yok. Onu buna iten Onur. Sen keyfine bak. Hadi yürü Burak."

"Tamam aşkım, ne kadar sert bir erkeksin." Burak'a bakarak büyük bir kahkaha attığım sırada Mert gülerek gözlerini devirdi. Onlar gülüşerek sınıftan çıktıkları an Rüzgar garip bir neşeyle yanıma doğru yürüdü.

Karantina SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin