Selam Mahşerin Yüz Binlerce Atlısı!
Biliyorum ki Karantina okumayı çok özlediniz, emin olun ben de yazmayı deliler gibi özledim... Sonunda geri dönüyoruz ve elimden geldiğince sık sık bölümler atarak sizi Karantina'yla kavuşturmaya çalışacağım <3
Bugün size sadece kitabın kısa giriş bölümünü getirdim. İki gün içinde birinci bölümle geleceğim. Sizi çok seviyorum, SONUNDA KAVUŞTUK^^
Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım ve yorumlarda buluşalım^^
Giriş
Günler günleri kovalarken, saatler saatleri, üzüntüler üzüntüleri ve korkular korkuların peşini bırakmazken çıktık bir savaşın ortasından düzlüğe... Yanımda üç kişi vardı, elimi tuttular ve dört olduk. Birdim, çoğaldım. Tektim, çok oldum. Yapayalnızdım kendimi buldum, elimi tutan elleri tutarken sanki kendi elimi tuttum. Baktığım gözler benimdi sanki, kardeşlerimi buldum, aşkımı buldum. İçimi kaplayan karantinayı buldum. Önce dışımdakinden çıktım ama sonra en esasında içimdeki karantinadan kurtuldum. Mesele hiçbir zaman etrafımızdaki duvarlar değildi zira, biz içimizdeki duvarlarla savaşıyorduk...
Ve sen sevgili eski dostum, her anımda buradaydın.
Biz o duvarların arasına hapsolurken de oradan kurtulurken de bizimleydin. Hatırlıyor musun aştığımız her yolu ve kat ettiğimiz her adımı? Hatırlıyor musun savaşın seslerini? Bir gün çok mutlu olacağız demiştim sana, hepinize... Olduk mu? Evet... Ama savaşın seslerini hiçbir zaman unutmadık, etrafımızı saran duvarları yıktık ama gölgelerimiz hala o duvarlarda. Bizi oradan kurtardık ama gölgelerimizi kurtaramadık. Duvarların yükü hala üzerimizde ve belki de hala bir adım arkamızda duruyor karantina... Bizi içine almayı bekliyor biz ondan ne kadar hızlı olsak da. Belki de kabullenmemiz gereken bir şey vardır bu dünyada. Öyle değil mi sevgili dostum? Hayat bir karantinadır, içinden çıkmak değil içinde yaşamayı öğrenmek zorundayız. O zaman hazır mısın? Sana bu zamana kadar hep o karantinadan nasıl kurtulduğumuzu anlattım, şimdi sırada o karantinaya nasıl döndüğümüzün hikayesi var. Hazırsan başlayalım. Ben Zeynep. Zeynep Akay... Mahşerin Üç Atlısı'na dördüncü olmaya geldim.
Ve oldum...
Peki ya sen, hala bizimle misin?
Öyleyse başlayalım....
Gözyaşlarım yanaklarımdan dudaklarıma ve ardından boynuma doğru akarken Gece'nin odasının ortasında oturmuş duvara yaslanmıştım. Onur'un sessizce odaya girdiğini duyduğumda burnumu çektim. Gözyaşlarımı silmeye çalışırken ağladığımı gizlemeye çalışmam gereksiz bir çabaydı, gizleyemeyeceğimi biliyordum.
"Güzelim neden ağlıyorsun şimdi?" Onur'un sesini duymamla iç çekmem bir oldu.
"Saat 3 oldu. Uyumuyor..." Onur içimi ısıtan bir gülüşle baktı yüzüme. Yanıma oturup duvara yaslandı ve gülüşü biraz daha büyüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karantina Serisi
Teen Fiction''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı...