''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?''
---
Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı...
Merhaba^^ Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıın^^
İyi okumalar dilerim :') Sondaki duyuruyu mutlaka okuyun!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
FİNAL
25.Bölüm : Mahşerin Beş Atlısı. *Duraklama dönemi bitmişti, savaş yeni başlıyordu...*
Onur Zorlu şoktaydı. Öylece dizlerinin üstünde kalmış karşısındaki adamı izliyordu. Aklı adamın kendisine ne kadar benzediğine inanamazken kalbi acı içinde atıyordu. Tüm bu yaşananlar, tüm bu olanlar, tüm bu duydukları neyin nesiydi? Bu adam onun babası mıydı? Bu adam annesinin sevgilisi miydi? Bu adam, tüm bu olanların sebebi miydi? Başına gelen her şeyin...
"Sen..." diye fısıldadı şok içinde, "Kimsin?" Adam başını kaldırdı, oğluna gururla baktı.
"Kim olduğumu duydun." dedi, "Şimdi gidelim. O adamın kardeşini tek başına böyle bir göreve yolladığına inanmıyorum. İzleniyoruz. Birilerini yollamadan buradan gidelim." Adam öldürdüğü Erdem Zorlu'nun bedenini yavaş yavaş acımasızca ayağıyla iterek uçurumdan aşağı bıraktığında Onur babası olan bu adama baktı. Acımasızlığına, duygusuzluğuna, babalıktan uzak oluşuna...
"Kimsin bilmiyorum, seninle hiçbir yere gelecek de değilim."
"Kim olduğumu duydun," dedi Rıza bir kez daha sertçe,
"Ben Rıza." Onur öfkeyle ayağa kalktı.
"Bu mu, bu kadar mısın sen! Anlatsana annemin sevgilisi olduğunu, anlatsana benim gizli babam olduğunu, anlatsana tüm bunların senin yüzünden başıma geldiğini!" Rıza bunu bekliyordu. İşte bu yüzden Onur'a bir adım bile yaklaşamamıştı dakikalardır. Onur'un gözlerine dikkatlice baktı,
"Senden haberim yoktu." diye mırıldandı. Onur öfkeyle güldü,
"Ha, annem rüyana girip filan mı anlattı, şimdi nasıl haberin oldu?"
"Sana her şeyi anlatacağım... Ama buradan gitmek zorundayız. Lütfen beni seni zorlamak zorunda bırakma. Ölmek istemediğini düşünüyorum. Burada kalmaya devam edersen öleceksin." Onur ayağa kalktı, pantolonunu temizledi. Öfkeden delirecekti, bir adam bir anda çıkıp gelmiş ve ben senin babanım demişti. Annesinin babası sandığı adamı aldattığı adam... Tüm bunları kabullenip bu adamın arabasına mı binecekti şimdi?
"Beni zorlamak zorunda kalmak mı... Beni kimse hiçbir şeye zorlayamaz." Rıza gözlerini devirdi.
"Ben arabama gidiyorum. Ölmeye niyetim yok. Gelirsen gelirsin. Eğer annenle ilgili gerçekleri öğrenmek istiyorsun, gerçekleri bir de benim ağzımdan duymak istiyorsan, sevdiklerini korumamı istiyorsan gelirsin." Rıza ellerini birbirine vurarak temizledikten sonra uçurumun kenarına park ettiği arabasına doğru ilerledi. Uzun paltosu bacaklarına vururken arkadan tam bir mafya babası gibi görünüyordu.
