Bölüm 1

3.6K 165 18
                                    

NamJoon

Koltukta uzanmış kulaklıklarım kulağımda Drake dinliyordum. Bir yandan da ayağımla ritim tutuyordum. Şarkımı bölen Tae oldu. Telefonum çalmaya başladığında şaşırdım. Gece olmuştu ve onun uyuyor olduğunu düşünüyordum. Telefonu açtım.

"Hyung seni görmeye ihtiyacım var. "

"Sorun ne? Nerdesin? " Beni daha telefonu açtığım gibi endişelendirmişti. Daha merhaba ya da alo demeden beni görmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti.

"Ben kötü bişey yaptım. Lütfen bana yardım et. Yalvarırım. "

Tamam iş iyice ilerliyordu. Ne kadar kötü bişey olabilir diye düşünmeye başladım. En fazla ne yapabilirdi.

"Tae sakin ol ve bana nerde olduğunu söyle. Hemen yanına geleceğim. "

Verdiği adres sonrasında telefonu kapattım. Koltuktan kalkarak hızlı hareketlerle üzerime paltomu giydim. Telefonu elime aldım ve söylediği yeri navigasyona girip yazdım. Benden çok uzak değildi. Bir yandan ekrana bakıyor bir yanda da hızlı adımlarla ona doğru yürüyordum. Birkaç adım sonra koşuyor yorulunca yavaşlıyordum. Eski bir yere geldim. İçeri girdiğimde merdivenler vardı. Görünürde o da yoktu. İlerledim. Gözlerim Tae'yi arıyordu. Merdivenlere doğru koştum. Hızlı adımlarla çıktıktan sonra ilk katı da hızlı bir şekilde gezdim. Bakmadığım yer kalmadı. Ancak orda da yoktu.

"Tae!!! "

Bağırdığımda boğazımın yırtıldığınu hissettim. Sesim yankı yapmıştı. Bu durumda duymamış olmasının imkanı yoktu ama cevap gelmedi. İkinci kata çıktığımda ağlama sesleri duydum. Seslere doğru ilerledim. Yere çökmüş, sırtını duvara yaslamış ve elleriyle yüzünü kapatıp ağladığını gördüm. Ellerinde kırmızı bir şey vardı. Umarım kan değildir diye düşünerek yanına doğru ilerledim.

Benim ayak sesimi duyduğunda elleriyle gözlerini sildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Benim ayak sesimi duyduğunda elleriyle gözlerini sildi. Kafasını kaldırıp bana doğru döndü. Tişörtü de kırmızıydı. Kan olduğundan emin olmak için sormam gerekiyordu ama soramıyordum. Öylece suratına bakıyordum. Gözü doldu. Tutmaya çalışıyordu ama tutamadı. Bir damla gözyaşı düştükten sonra eğilip ona sarıldım. Ben sarıldıktan sonra gözyaşları sel oldu. Ağlaması durana kadar öyle kaldım. Kıpırdamadım. Konuşmadım. Sadece sarıldım. Sonunda kendine geldiğinde ayrıldık. Ben de onun gibi duvara yaslanarak oturdum. Neler olduğunu sormaya hala korkuyordum. Bir süre sessizliğin ardından soramayacağımı anlamış olsa gerek ki kendisi anlattı. Adamın birini bıçaklamış. Sevdiği kızı dövdüğünü görmüş. Yanındaki bira şişelerinden birisini kafasında kırdıktan sonra keskin tarafını karnına saplamış. Tepki bile veremiyordum. Ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ama ağzımda sadece üç kelime çıktı.

"Birisi gördü mü? "

"Etrafta kimse yoktu. Sadece kız. "

"Bu olayı kapatmalıyız. Adam öldü mü? "

"Bilmiyorum. "

"Tamam sakin ol. Bugün bende kal. Yarın çaresine bakarız. Hadi kalk. Şu kan lekelerinden kurtulalım. "

Ayağa kalktık. Eve girdiğimizde ona kendi tişörtlerimden bir tanesini verdim. Tae banyoya girdi. Ben de o sırada dışarıya çıkıp üstündeki tişörtü yaktım. Kimsenin bulmaması gerekiyordu. İçeriye girdiğimde banyodan çıkmamıştı. Yapılacak birşeyler düşünmem gerekiyordu. Adam ölmezse herşeyi ötebilirdi. Ama adam ölse bile herşeyi gören ve bilen bir kız vardı ortada. Eğer adam ölürse onu da susturmanın bir yolunu bulmalıydık. Tabi Tae kimsenin görmediğini söylemesine rağmen ortalıkta biri var mıydı onu da araştırmalıyız. Ama onu bulduğum yer çok eskiydi. Orda kamera olma ihtimali çok düşüktü. Aklıma da başka bir şey gelmiyordu. Sabah olduğunda temiz kafayla hepsini düşünmeliydim. Oturduğum koltuğa tekrar uzandım. Kolumu kafamın altına aldım. Ben bunları düşünürken Tae banyodan çıktı. Üzerini değiştirdi.

"Aç mısın? "

"Evet. "

"Geç otur hadi. Ben bişeyler hazırlayayım. "

Yattığım yerden kalktım. Bişeyler kırmam ya da batırmam umarım diyerek mutfağa ilerledim. Sanırım en kolayından sandviç yapacaktım. Ekmeği çıkartıp içine dolapta bulduklarımı doldurdum. Tabağa koyarak ona götürdüm. Eline aldıktan sonra yemeğe başladı.

"Evde pek malzeme yok. Bununla idare et. Yarın alış veriş yaparız. "

Kafasıyla onayladı. Bu sefer kalkmamak umuduyla tekrar uzandım. Ve kalkmadım da. Orda öylece uyuya kaldım. Benden sonra Tae ne yaptı bilmiyorum. Sabah olduğunda umarım güzel bir güne uyanacağız.

Playing With FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin