Stalker

121.7

-Mizahda 17 olmuşuz lan ben şoq ben wefad -

Kendime tokat atıp uyanmak istiyorum.
Bu bir rüya olmalı. Gerçek olamaz.
Şuan karşımda bana doğru gelen çocuk...
Hades?

Siyah dalgalı saçları aynı elimi daldırdığım saçlar gibiydi.

Yapılı göğsü, geniş omuzları aynı başımı yasladığım o göğüs gibiydi.

Her saniye siyah takım elbisesi içinde bana yaklaşan varlık kürsünün önüne gelince durdu.

Ve diz çöküp cebinden bir kutu çıkardı.

Hala hiçbir kasımı kıpırdatamam normal mi?

"Aden Rose Heard, aylardır gözümü senden alamıyorum. Aylardır mantıklı düşünemiyorum. Aylardır bu günü bekliyorum. Sevgilim olma onurunu bana bahşeder misin?"

Bir an evlilik teklifi sandım.
Tövbe.

Komada gibi geçirdiğim üç dakika sonunda planıma devam etmeye karar verdim. Sahneden inip önümdeki çocuğun ellerini tuttum ve onu ayağa kaldırdım. Keşke kaldırmasaydım amk. 10 santim topuklu giymeme rağmen aramızda en az bir 10 santim daha vardı.

"O onur bana ait."

Yüzümde samimi bir gülümseme oluşturmam gerekiyordu. Ama zaten çoktan sırıtmaya başlamıştım.

Tutamıyordum ki kendimi. Şuan önümdeki salağın mükemmel orman yeşili olan gözlerini okuyabiliyordum. Bir aydır yazıştığım çocuğu gözlerinde görebiliyordum. Ve bu da beni salak gibi sırıtmaya yönlendiriyordu.

Kutuyu açıp içindeki bugüne kadar gördüğüm en kibar  kolyeyi boynuma takmak için hareketlendi.

Bu sırada bir anda gökyüzünde patlayan kalpli havaifişekler ve uçuşan kalpli balonlar herkesin daha da coşkulu alkışlamasını sağladı.

Ödüm bokuma karışsa sa bunları yapmasını Yiğit'e ben söylemiştim.
Bir saniye.
Yiğit dedik de...
Yiğit'e ne oldu?

Kolyenin ucunu birleştirmek için hadesin elleri boynuma değince vücudumdan geçen titremeye lanet okudum.

Neden titriyorum ki?

Onu bunu geç de...

"Gerçek adın ne?"

Dudaklarımdan tıslayarak söylediğim cümle sonrası arkamda sırıttığını hissedebiliyorum.

Nefesi kulağımın dibinden geçerken belki de hayatımda duyduğum en mükemmel ses tonu ile fısıldadı:

"Alparslan. Alparslan Ertürk. Artık intikamımı alma zamanı geldi değil mi Aden'im?"

Ne intikamı lan kalıbına tükürdüğüm adı bile havalı olan lanet çocuk?

Alparslan'ın dudaklarını boynumda hissettiğim an dondum kaldım. Ona verdiğim öpücüğün intikamını alıyordu ha?

Aman.
Gerçekçi olalım.
Azgın bir kızım.
Ve...
Şikayetim yok.

Birkaç saniye sonra toparlanıp arkamı döndüm ve onunla göz göze geldim.
Birazdan yapacağım şey sadece kalabalığı etkilemek içindi. Yani öyle olmalı.

Kollarımı boynuna sararak onun yanağına bir öpücük bıraktım.

Şok olursun tabi gerizekalı.
Neyse dudaklarımın mükemmelliği ile birkaç dakika yaşa.
Benim kürsüye çıkıp bu salak millet on sekiz yaşında hayatının aşkını bulmuş bir genç kız olduğuma inandırmam lazım.
Sevgilim resmen gökten düşmüştü. Bunu açıklamak, aşk dolu ilişkimizin küçük detaylarını medyaya vermek gerekiyordu.