100.3

7.7K 606 244
                                    

-Ay nazar is on me-

-Bölüm senin olsun güzel qız byzadrw-


Bazen Hera manyak bir şey çıkar, hayatımı karartır diye endişelenmiyorum değil.

Ama sonra on sekiz senelik tecrübelerime dayanarak fark ediyordum ki: bu kadındaki manyaklıktan bana zarar gelmezdi.

"Rahatsız ettiğim için üzgünüm Aden. Doğum gününe katılmak isterdim fakat fırsatım olmadı.
Şimdi ise bir saate yurt dışına çıkmam gerek. Gitmeden önce hediyeni yüz yüze vermek istedim."

Bana gülümseyen yüzüne şüpheyle bakarken kendisine sormam gereken birkaç soru vardı.

"Burada olduğumu nereden bildin ?"

Bir an ağzını açıp kapadı. Sanki böyle bir soru sormam çok saçma gelmişti ona.

"Birkaç kişiye sordum."

Hah. Öyle diyorsun. Etrafımdaki kimsenin Alparslan'ı tanıdığı yoktu.

Karşı koltuktan ayaklanıp yanına doğru yürümeye başladığımda korumalarının hareketlenmesi ile tırsmadım değil. Adamlar en az iki metre falandı resmen.

Elini kaldırıp onların geri basmasını sağlayan Hera saolsun, gidip yanına oturdum ve gözlerimi gözlerine diktim.

"Sana güvenmemi istiyorsun Hera, fakat hakkında hiçbir şey söylemiyorsun. Bu şekilde nasıl bir ilişki kurabiliriz sevgili ablacığım?"

Söylediğim her kelimeden sonra yüzüne gülümsemesi yayılırken büyüsüne kapılmamak için kendime içimden tokat atmak zorunda kaldım. Dünyada varolmuş en güzel kadın benim ablam olabilirdi.

Kafanı topla Aden utanmasan ablana yazacaksın.

Abi pardon da önümdeki şu gülümsemenin mükemmelliği gözlerimi kör edecek ne diyeyim aq.

"Haklısın Aden. Ama bu dünyada her zaman istediğin şeyler olmaz değil mi? Buraya bunu tartışmaya gelmedim. Sana doğum günü hediyeni vermeye geldim."

Elini arkaya doğru uzatmasıyla korumalardan biri hareketlenip cebinden zarf çıkardı.

Resmen dünyadaki en güzel zarfım lan ben diye bağıran mat siyah kağıt parçasını bana doğru uzatınca zarfı aldım.
Zarfa aşık olunulabiliyor mu? Dokusu o kadar güzel ki sonsuza kadar bununla geceleri yatarım ben.

Elimdeki ince şeyin içinden ne çıkacak merak etmiyorum değil tabii fakat kendisini bile hediyem olarak alabilirim.

Bir gözüm kollarını dizlerine dayayıp bizi izleyen Alparslan'da diğeri ise tam karşımda bana samimi bir gülümsemeyle bakan Hera' dayken zarfı açtım.

Bu ne aq.

Elimdeki küçük kağıt parçasındaki yazan şeyleri anlamlandırmaya çalıştım. Adres mi lan bu?

Şaşkın halim karşısında küçük bir kahkaha atan Hera'nın ellerini elimde hissettiğimde daha da şaşırdım. Dışarıdan ölüm meleği gibi gözükürken benim yanımda fazla sevecen davranıyordu. Tövbe tövbe.

"Bu adreste yazan yer, kabul etmemek yok ona göre, bir hangar. Sana özgürce kullanabileceğin bir şey hediye etmek istedim. O yüzden küçük bir özel jeti lütfen kabul et."

Ağzım açık açıklamasını dinlerken kafamda çakan şimşekler aynen şöyle diyordu:

Oha aq kadın sana uçak almış.

Hemen ülkeden kaçıyorsun.

Pasaport işi nolacak gerizekalılar.

Aman boşver bu kesin onu da halleder.

Hani ailemin parasından uzak duruyordum?

Kızım o babanın parası değil sonuçta kendi holdingi var kadının.

Mantıklı ama değil amk kim doğum günü hediyesi olarak uçak alır ki?

Hepsini pompalıyla teker teker vurdum. Başka türlü susmazlardı.

"Hera bu yaptığın... Biraz aşırı değil mi?"

Yağne. Şurada azıcık mantıklı olalım.

"Biliyorum Aden biraz hızlı ilerliyor ilişkimiz. Ve senin ailenin parasından nefret ettiğini de biliyorum. Ama benim onlarla bir bağlantım yok. Ve senelerdir sana hiçbir doğum günü hediyesi verememiş bir ablan olarak araba yerine bunu hediye etmeye karar verdim."

Halen daha onu tam olarak onaylamamışken ayağa kalkıp toparlanmaya başlamasıyla bende diklendim.

"Kağıdın arkasında yazan numarayı uçuş yapmadan üç saat önce arayıp gideceğin istikameti söylersen elinde her şeyin hazır bir şekilde istediğin yere gidebilirsin. Vize veya pasaport bunları dert etme."

Lanet olası ablamın mesleği ne aq.

"Hera bak ben ka-"

Adamlarının açtığı kapıdan çıkarken bana göz kırpıp el salladı.

"İyi ki doğmuşsun Aden. Yeni yaşını istediğin gibi geçirmen dileklerimle."

Suratıma kapanan kapıya bakakaldım.

"Alparslan demin olanlar hayal gücümün bir ürünüydü değil mi?"

Ağzım açık karşımda en az benim kadar şaşkın duran Alparslandan cevap bekledim bir müddet.

"Senin hayal dünyanda yaşamadığımı düşünecek olursak hayır, hepsi gerçekti."

"Yuh aq."

Koltuğa oturup masada duran zarfı elime aldım ve incelemeye başladım.

"Kadın bana uçak hediye etti. Uçak ya."

"Uçaktan daha mühim olan bir şey var bence. O kadın burada olduğunu nereden biliyordu ve senin ablan mı?"

Elimi önemsiz bir şey söylüyormuşcasına havada salladım.

"O kadar değişik biri ki umursamayı bıraktım. Filmde olsak mafya falan derdim de gerçek hayattayız malum. Hakkında hiçbir bok bulamadım ve umrumda da değil. Bence ailemin ilgisizliği karşısında bana gönderilmiş hediyelerden biri olabilir."

Onaylarcasını bir ses çıkardı.

"Peki diğer konu? Gerçekten ablan mı o?"

"Babamın seneler önce doğmuş kızı. Kendisi ile bir hafta önce mi ne tanıştım."

"Benziyorsunuz aslında."

Yalan söyleme çarpılacaksın bakışlarımı Alparslan'a gönderirken aynı anda ona cevap verdim.

"Alparslan kadının güzelliğinin yarısı bende olsa şuan Miss Worlddüm amk. Kardeş olduğumuzdan ben şüphe ediyorum şahsen."

Koltuğu çöktürürcesine yanıma oturup kolunu boynuma doladı ve beni kendisine doğru çekti.

"Sen güzelliğinin farkında değilsin herhalde gerizekalı."

"Yav he he. Onu bunu geç de... Yurt dışına gitmek ister misin?"

Hayatı size nasıl geldiyse öyle kabul etmeliydiniz. Ve bana uçakla gelmişti.

Kendisini sevgiyle kucaklıyorum.

StalkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin