36.4

1.1K 120 14
                                    

"Aden bir kere daha elini bacağımda hissedersem bunun intikamını gerçekten fena alırım." Alparslan'ın tıslarcasına kulağıma eğilerek kurduğu cümleden sonra sadece sinsice sırıtmakla yetinip ona göz kırptım.

"Eminim yaparsın hayatım."

Önümdeki çaydan bir yudum alıp konuşmaya devam eden mühim adama odaklandım. Kendisi yurt dışında geçirdiği zamanı anlatıyordu. Bu etkinlik genelde mezun itülülerin iş hayatına dair tavsiyelerini içeren faydalı bir etkinlikti. Tabii holdingim olmasa.

Elinde olan bir şeyin değerini bilmiyordun. Ayrıca biri sana nasıl ele geçireceğini anlattığında da götünde olmuyordu çünkü o şey  zaten elindeydi.

Ben daha çok Alparslan'ın daha ne kadar sınırını zorlayabilirdim onu merak ediyordum. O yüzden boşta duran sol elim yavaşça Alparslan'ın koluna ulaştı oradan ise sağ bacağına hafif bir iniş yaptı. Her hareketimde Alparslan milim milim gerilirken bana durumun keyfini çıkarmak kalıyordu.

Elimi kırarcasına kavrayan elini hissettiğimde anlık acıyla inledim. Çok yanlış bir yerde olsa da neyse ki herkes adamın yaptığı espriye gülüyordu da beni fark etmediler.

"Alparslan elim kırıldı terbiyesiz." Acıdan kıvranarak ondan elimi kurtarmaya çalışsam da inadına aynı sıkılıkta tutmaya devam etti.

"Terbiyesiz he? Bunu demen şuan fazla ironik oluyor Aden hanım. Evde hepsinin intikamını alacağım. Haklı olup sana trip atmama bir gün bile katlanamıyorsun. Saçmalığa bak."

Sinirle iç geçirdim. Bir an önce şuradan çıkıp Alparslan ile adam okullu konuşmam lazımdı. Kendisini haklı gördüğüne inanmıyordum! İlk okul evciliklerine mi benziyordu çocuk doğurmak, acaba hiç düşünmüş müydü?

"Buradan çıkar çıkmaz konuşacağız."

"Konuşacağız." Bakışlarıma karşılık verip başıyla beni onayladı.

Kalan yarım saat fazla gerilim dolu geçti. Normalde etkinlik başladığında işin eğlencesindeydim fakat şuan oralardan bayağı bir uzaktım. Alparslan'ın kalbini kırmadan bu konuda artık onu ikna etmeliydim. Üçüncü ayımız falan dolmak üzereydi arkadaş! 42 yaşında falan mıyız ki bebek yapmayı şuan düşünmediğim için trip yiyorum?

En sonunda itü lokalden çıkıp arabamıza bindiğimizde motoru çalıştırıp okuldan çıktım. Evimize gitmek yerine sarıyer sahile geldiğimizde ikimizde sessiz sessiz denizi izledik bir müddet.

"Konuşmaya başlamadan önce bir şey yapmam lazım." 

Sorgularcasına ona döndüğümde dudaklarıma yapışması ile bir güzel eriyiverdim. Eh tabii tüm gün üstüne gidince ihtiyacı vardı buna malum.

Uzun soluklu öpücüğünü bitirdiğinde hiçbir şey olmamışcasına ciddiyetle yerine geri döndü ve kapısını açıp arabadan çıktı. Bende ona ayak uydurup arabayı kilitlediğime emin olarak peşinden gittim. Ay millet dizilerde falan arabayı açık bırakıp gidiyordu ya kalbime iniyordu valla. Senaristlerin mantık hatalarına tüküresim geliyordu.

Neyse. Konuya odaklanalım.

Esen rüzgar saçlarımı yüzüme yapıştırınca oflaya oflaya Alparslan'ın yanına ulaştım.

"Alparslan, kocacığım, neden kendine bunu yapıyorsun? Sana mantıklı geliyor mu? Henüz ben on sekiz sen de yirmi yaşındayken çocuk üstüne kavga ediyor olmamız? Okumamız gereken üniversitemiz, öğrenmemiz gereken bin bir türlü iş varken çocuk yapmak gibi büyük bir sorumluluğu nasıl üstümüze alabiliriz?"

StalkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin