Telefondan gelen alarm sesi çapaklı gözlerimi açıp can dostum yastığıma veda dolu bir bakış atmama sebep oldu.
O 8.30 da başlayan şerefsiz matematik derslerinin suçuydu her şey.
Seni seviyorum yastığım, lütfen kendine iyi bak.
Alarmı kapatıp uyanmak için kendimi yatağımdan aşağıya yuvarladım.
"Aden? Saat kaç?"
Has siktir.
Ben evliydim.
Alparslan ile aynı yatakta yatıyorduk.
Vay anasını satmayayım beynim resmen böyle bir şey olduğunu unutmuş.
"Hayatım saat şuan 7.15. Kalkıp uyanıp kahvaltı yapıp mat dersine yetişmemiz lazım."
Sabaha aşırı kibar başlayan kendimi tebrik edip yerden kalktım. Gerçekten insan acı hissettiği saniye uyanıyordu yahu, her sabah kendimi yere atmaya bayılıyordum.
Yatakta esneyen Alparslan'ın kırk santim açık ağzı ve çarpılmış tipe sahip yüzüne değil fakat tam tadında olan kaslardan oluşmuş vücudunun büyüsüne kapılmamak için kendimi zorlasam da üç saniye sonra onun üstüne atlayıp kolları arasına girmiş olarak bulunmaktaydım.
Başımı göğsüne koyup iç geçirdiğimde o da beni daha sıkı sardı.
"Yatak mı daha rahat yoksa ben mi, seç bakalım."
Sırıtarak başımı kaldırdım ve gözlerimi gözlerine diktim.
"Yatağın rahatlığını hiçbir şeye değişmem bebeğim. Vücudunuzu başka işlemler için kullanmayı tercih ediyorum zaten, bilirsiniz."
Sırıtışıma karşılık verip bana uzandığı saniye elimi aramıza bir perde olarak çektim.
"Diş fırçalamadan öpüşmek yok sevgilim. Hijyen konusunda ne kadar katı olduğumu bilirsin. Kimsenin ağız kokusunu çekemem."
Kahkaha atarken beni üstünden itti.
"Evlendiğim kadının odunluğu neden her saniye beni ona daha da çok bağlıyor, anlam veremiyorum."
İki saniyede ayağa kalkıp saçlarımı geriye atarak Alparslan'a 'ne diyorsun sen bitch' bakışı attım.
"Bebeğim bunun adı odunluk değil mantıktır. Eğer mantıklı olduğum için de odun olacaksam seve seve meşe ağacı olmayı isterim."
"Sabah sabah bu kadar saçmalama evresi bize yeter. İlk dönemde matematikten kalmayalım bari. Hadi hadi hadiiiii."
Ayaklanıp beni kovalamaya başlayan Alparslan'a dil çıkarıp lavaboya kaçtım ve kapıyı arkamdan kilitledim. Misafir banyosunu kullanırdı o artıkın. Yapacak bir şey yok.
Yirmi dakika sonra balkonda bulunan mükemmel kahvaltımıza değinmek istiyorum:
İki adet tavada kırılmış duran yumurta ve iki adet kahve içeren kupa.
Bu zorlu kahvaltının hepsini de Alparslan'a hazırlatmıştım tabii ki.
Dünyayı kadınlar yönetecek, erkekler kölelik yapacak yahu.
"Bir saate kalmaz acıkacağız gibi hissediyorum."
Ekmeğime yumurta parçası koymaya çalışırken verdiğim imtihandan bahsetmeyeceğim size, sadece şunu bilin yeter: elinizi alıp boynunuza dolayıp kendinizi boğmanız daha kolay.
"Sikerim he böyle yumurtayı."
Pes ederek direk yumurtayı ağzıma attığımda Alparslan cık cık cık ladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
HumorHayata bir Aden Rose Heard molası. Tanıtım: Nasıl olmuştu ben de bilmiyordum. Senelerin stalker'ı ben, sahte hesabımdan sahte bir hesap tarafından stalklanmış ve ifşa yemiştim. Şaka gibiydi. İsminin hatırına cevap verdiğim sahte hesabı hayatıma alma...