49.5

2.1K 166 150
                                    

Karşımda duran kıza gözlerimi diktim.

Nasıl gözüküyordu?

Ruhsuz.

Ruhsuz.

Ruhsuz.

Ağlamalı mıydım ben?

Yo.

Ağlamamıştım.

Ağlayamıyordum zaten.

Olmuyordu işte.

Titreyen ellerime gözlerim takıldığında son birkaç gündür asla toplayamadığım kafamı toplayabilmek adına tekrar çabaladım.

O da olmuyordu.

Saçımdaki güneş gözlüğünü gözlerime indirip odadan çıktığımda dışarıda beni bekleyen Alparslan'ın elini kavradım ve titremeyi durdurdum.

Hala bir şeyleri mantıklı düşünebiliyorsam bunu sağlayan iki-üç kişiden biriydi.

Ana kapıya ulaştığımız saniye senelerdir beni boğan bu evin sessizliği yüzüme çarptı.

"Alparslan."

"Efendim Aden'im?"

Endişeli sesi ile bana cevap veren müstakbel kocamı durdurup kollarım el verdiği kadar ona sarıldım.

"Ben hiçbir şey hissedemiyorum. Büyük ihtimal de deliriyorum. Onları gömmek istemiyorum. Hatta onları görmek istemiyorum. Hayatımda hiçbir zaman olmamış bu insanların bir daha asla olmayacakları gerçeğini nasıl karşılayacağımı da bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum Alparslan. Hiçbir şey yapmak da istemiyorum. Yapmayı istediğim tek şey şuan buradan kaçıp seninle evlenmek."

İçimdeki her şeyi dökmenin rahatlığı ile yüzümü Alparslan'ın gömleğine gömdüm. Kaç kişi lazımdı bana gerçekten? Beril, Tuğrul, Alparslan'ın anne ve babası, Bilge'yi de istiyordum, hadi Cenk de olsun. Bir de Hera vardı. Sadece bu yedi kişiyi alıp bir yerde nikahı kıymak istiyordum. 

Gerçekten sahip olduğum ve olacağım tek insanın Alparslan olduğunun onaylanmasını istiyordum.

"Aden, Aden'im, şuan hissettiğin şeyleri tam olarak anlayabilmem asla mümkün değil. Ama bazı şeyleri de yaşamadan atlatman mümkün değil. O yüzden bu günü atlatalım istediğin an seninle evlenmeye hazırım. Daha doğrusu sana iyi gelecek her şeyi yapmaya hazırım."

Buruk bir gülümseme yüzüme yerleştiğinde ilk defa azgınlık seviyem düşük olarak Alparslan'ın dudaklarını kavradım ve tamamen histen oluşan bir öpücük çaldım.

İyi gelmişti.

"Akşam benimle maldivlere gel desem, gelir misin? Yanımıza yedi kişi alsak mesela? Evlenip gitsek olmaz mı?"

Kısa bir an bu kadar düz bir şekilde her şeyi ona söylemem karşısında donduğunda endişelensem de yüzüne sırıtışı yerleştiğinde rahat bir nefes aldım.

"Evlenip gitmeyi benden daha çok isteyemezsin her halde. Evlenip balayına gitmeyi mesela. Maldivler güzel bir fikirmiş. Balayı için ekstra bir yol gerekmiyor."

Sapkın düşüncelerle beni çelmiş adama vay be bakışımı attım.

"En sonunda benim azgınlığıma eriştin sanırım."

Onda pek görmeye alışık olmadığım bir gülümseme yüzüne yerleşti. Oha, dehşet seksi oldu lan.

"Her zaman oradaydım fakat belli etmiyordum diyelim. Hadi gidip şu prosedürü halledelim."

StalkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin