Alparslan'ın sırtına çıkmış MED çimlerinde oturuyorken etrafı gözlerimle taradım.
"Beril kaçta geliyordu canım ciğerim?"
Alparslan sırtında ben ile çimlere yatınca otomatikmen altında tost gibi ezilen zavallıya dönüştüm.
"Geçen gün üç gibi gelir demiştin yanlış hatırlamıyorsan. Bir de kocana ciğerim demesen mesela? Hayatım desen? Kocacığım da diyebilirsin. Ciğerim ne Aden amk."
"Alparslan, başıma gelmiş en güzel şey, boğuluyorum amk."
Bir müddet daha beni ezercesine çimlere bastırıp kendini yanıma attı.
"Neyse ki benim hayat eşimsin yoksa şuracıkta boğardım seni."
Kollarımı etrafına dolayıp hemencicik ona sırnaştım.
"Aaaa hayat eşinizi boğarsanız sonra mutsuz mutsuz yaşarsınız Alparslan Beyciğim, o yüzden benim can sağlığımı tehdit edecek hareketlerde bulunmayalım değil mi?"
Sırıtmakla yetinip başını gökyüzüne çevirdi. İki ayda şu okulun yetmiş senelik yerlisi olmuştuk resmen. Var olan her metre karede ya yatıyorduk ya da çay içiyorduk. İtü laneti falan mıydı anlamıyordum fakat çay bir tl olunca kontrolsüzce bağımlısı olmuş buluyordunuz kendinizi.
Gerçi burada değinmeden geçtiğim küçük bir mesele var; o da milyar dolarlık holdingim. Evet arkadaşlar öyle bir şey vardı ve ben bunu arada sırada unutabiliyordum. Aynı evli olduğum gerçeğini her sabah unuttuğum gibi. Napayım abi b vitaminim eksiktir, sorun bende değil.
Şirketler zincirim kendi kendini götürecek kadar gelişmiş olduğundan haftada bir kere genel kurul toplantılarına katılmam yeterli oluyordu. Bu sebeple mutluydum Allah'a şükür.
Bir de burada bir altyazı geçmek istiyorum, ateist değilim ve tanrıya inanıyorum. En mantıklı seçimi de müslümanlıktan yana kullanıp azıcık o taraflarda da kendimi geliştiriyor gibiydim.
Ama gibiydim diyorum sadece işler biraz karışık.
Her neyse gel gelelim şu ana.
Şuan Beril yavrumu en sonunda okuluma getirmeyi başarmıştım. Kızın götünü kaldırıp metroya binmesi veya Beşiktaş'tan bir otobüse atlaması çok zordu ya iki ayda anca ikna etmiştim.
"Espresso labden kazık yiyerek smoothie mi alsak Alparslan'ım?"
"Biz o kadroya dahil olmamak için iki aydır bir taraflarımızı yırttık Aden. O diskoya sokma bizi nolursun."
Başımla kocacığımı onayladım. Adam haklıydı. Zaten oraya on metre yaklaşık akciğer kanseri olmaya gerek de yoktu.
Starbuckstan alırdık biz. Zenginler gibi.
"Bu dönem kaç dersten kalıyorum acaba?"
İç geçirerek kendimi çimlere bıraktım ve hesap yapmaya başladım.
"Şerefsiz kimyayı ders programına koyan insanların ben beynini pü pü pülüyorum. Allahım düşündükçe fenalık geliyor ya. Kimyadan sadece sallayarak geçtim geçtim, geçemezsem son dönem alırım o iğrenç dersi."
"Aden azıcık sakin olsan karıcığım. Alt tarafı bir ders. Bıraksam destan yazacaksın. Espresso labin diskosu senin susmayan çenenle birleşince beynim lapa oldu."
Ağzım şok içinde açılırken iki saniyede kendime gelip Alparslan'ın koluna dişlerimi sapladım.
Ben Aden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker
HumorHayata bir Aden Rose Heard molası. Tanıtım: Nasıl olmuştu ben de bilmiyordum. Senelerin stalker'ı ben, sahte hesabımdan sahte bir hesap tarafından stalklanmış ve ifşa yemiştim. Şaka gibiydi. İsminin hatırına cevap verdiğim sahte hesabı hayatıma alma...