49.3

2.2K 206 120
                                    

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"Konuş."

"KONUŞSANA ULAN."

Tuğrul'un üç yüz altmış derce etrafında dönüp sağ kulağına sol kulağına boynuna ensesine dirseğine başına baldırına ayak bileğine kısacası genel olarak her yerine sapık gibi fısıldamış ve konuşmasını sağlamaya çalışmıştım.

Ama olmuyor amk.

"Konuşmayacaksın anladık."

Oflayarak koltuğuma geri oturup naneli limonatamdan büyük bir yudum aldım. Meraktan geberiyor olsam da Tuğrul'da eşek inadı denilen şey vardı ve bana anlatmadığı bir şey ise gerçekten kendisine özel bir şey demekti.

"Çok saçma ama... Konuşamıyorum. Gerçekten konuşamıyorum. Sadece içimde yaşayabiliyorum Aden."

"Tuğrul bana bak."

Ellerini kavrayıp gözlerimi gözlerine diktim.

"Mesele bir kız mı?"

Gözlerini kaçırıp geri çekildi.

"Sandığın gibi bir şey değil."

Hay ben böyle işin he. Sakın merak etme Aden. Sakın merak edip kendine kafayı yedirtme. No. 

No no no.

"Tuğrul."

Öksürerek boğazımı temizledim.

"Biliyorum senin beynini çok kez ezikledim lakin şunun farkına var ki sen zeki bir bey efendisin. Bunun farkında olmanı istiyorum. Türünün sülük beyinlilerine oranla düşünme yetin olduğunu biliyorum. O yüzden ne yapıyorsan düşünerek yaptığını da biliyorum. Sana verebileceğim tek tavsiye bir kişinin değmeyeceğine emin olmadığın sürece sakın kendini teslim etme. Düşüncelerini teslim etme. Benliğini teslim etme. Yoksa kafayı yer, delirip gidersin."

Karşı koltuktaki beni hiç zorlanmadan yanına çekip kollarımı etrafını sardı.

"Aden, teşekkür ederim. Gerçekten."

"Bana teşekkür etme. Sadece her zamanki Tuğrul'um ol. Benim o lamba direği olan köprücük kemiğine doğum tarihini kazıtmış abim. Çünkü senin gibi bir insanın bana şu dünyada kattığı şeylerden vazgeçemem."

"Biliyorsun. O dövme lifleyince geçmiyor. Yani istemesem de sonsuza kadar senin abin olacağım."

Kahkaha atıp kollarımı ona doladım.

Salak işte. Ama en azından beyni olan bir salak.

.

.

.

Çok garipti.

Şuan babamın odasında oturmuş ve koltuğu cam kenarına getirmiş altımda duran İstanbul'u izlerken ne hissetmem gerektiğinden emin değildim.

StalkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin